Bu dersi hiçbir öğrenci almasın diye ben uydurdum. | Open Subtitles | اختلقت ذلك حتى لا يقبل أي طالب على دراسته. |
Ne? Hayır hayır hayır. Uçuğu ben uydurdum çünkü onu öpmek istemedim! | Open Subtitles | اختلقت ذلك لأنني لم أشأ تقبيلها. |
Kendini iyi hisset diye uydurdum. | Open Subtitles | اختلقت ذلك لأرفع من معنوياتك |
Uydurduğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقدين اني اختلقت ذلك ؟ |
Şimdi bunu uydurdum. Donna ile konuşma fırsatım bile olmadı. | Open Subtitles | لقد اختلقت ذلك فقط ، لم يتسنى لي الوقت للحديث مع (دونا) حتّى |
Ben uydurdum. | Open Subtitles | لقد اختلقت ذلك. |
Sanırım bunu kafamdan uydurdum. | Open Subtitles | أظن أنني اختلقت ذلك |
- Ben uydurdum. | Open Subtitles | لقد اختلقت ذلك. |
Ben uydurdum. | Open Subtitles | إنّي اختلقت ذلك. |
Ama bu hususta, her şeyi uydurdum. | Open Subtitles | -لكنني اختلقت ذلك الأمر برمته |
Büyü değildi. Ben uydurdum. | Open Subtitles | -لم تكن رقية، اختلقت ذلك |
Onu tamamen uydurdum. | Open Subtitles | - لقد اختلقت ذلك. |
uydurdum. | Open Subtitles | اختلقت ذلك. |
Onu uydurdum. | Open Subtitles | لقد اختلقت ذلك |