Bunu düşünmeye başladığımızda, bu iki konu bizi engelledi. Ama sonra fark ettik ki, aslında bu iki sorunu | TED | عندما بدأنا في التفكير في هذا الموضوع , توقفنا عند هاتين المشكلتين. ثم ادركنا ان هناك طريقة |
Fakat danstan sonra, hepimiz fark ettik ki babalar yine hapiste olacaklardı. | TED | لكن بعد انتهاء الحفلة الراقصة، ادركنا أن الآباء ما زالوا داخل أسوار السجن. |
Mario için daha iyi aynalar haline gelmemiz gerektiğini fark ettik. | TED | لقد ادركنا بأنه ينبغي علينا أن نكون مرآة أفضل لماريو. |
Sanırsam penguenlerin neden buraya yerleşmediğini şimdi anladık. | Open Subtitles | اعتقد اننا ادركنا لماذا طيور البطريق لا تعشش هنا. |
Sizinle burada space-o-rama'da buluştuk ve sonra bize uzay gemimize kadar eşlik ettiniz ve orada farkettik ki sürenim transfonksiyonunu unutmuşuz. | Open Subtitles | قابلناكما هنا عند مركز التلقي من الفضاء ...وعندها اعطيتمانا توصيله لمركبتنا الفضائيه اللتي عندها ادركنا اننا اضعنا المحول |
Birkaç şeyin farkına vardık ve özür dilenmesi gerektiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | اذن ادركنا بضع امور بالاعلى و اظن ان هناك اعتذارا يجب ان يقدم |
Ona bir sorun yaratmak zorunda kaldık, çünkü Milo'yu yarattığımız zaman onun biraz şımarık bir çocuk olduğunu fark ettik. | TED | وكان يتوجب علينا ان نصنع مشكلة ما لانه عندما اخترعنا مايلو اول مرة ادركنا انه سوف ينمو ليصبح طفل مزعج وهذا الواقع .. |
Arkadaş kalabildiğimizi fark ettik. | Open Subtitles | وعندما قطعنا علاقتنا, ادركنا اننا نستطيع أن نكون أصدقاء |
Evet, dükkânı kapatmayı düşündük ama sonra buranın bizim gerçek ailemiz olduğunu fark ettik. | Open Subtitles | نعم,نحن فكرنا في اغلاق متجرنا لكن حينها نحن ادركنا بأن تلك هي عائلتنا هل تعرفي ذلك؟ |
Sizi pizza yemeye davet etmeyerek ayıp ettiğimizi fark ettik. | Open Subtitles | ادركنا انه كان امرا فظا ان لا ندعوكما للبيتزا |
Tam da o an konser bileti için sırada olduğumuzu fark ettik. | Open Subtitles | عندها فقط ادركنا اننا كنا في خط لبيع تذاكر حفل |
İlk versiyonumuzda aynı kalabalık olmayan park için yer bulma teknolojisinin çocukları, en büyük doğal kaynağımızı avlamakta kullanılabileceğini fark ettik. | Open Subtitles | في بنائنا الاولي ادركنا ان بعض تقنيات التتبع الجغرافي التي قد تستخدم لتحديد الملاعب غير المزدحمة |
Düğününüzü mahvettik... ve bunu yaptığımızı yeni fark ettik. | Open Subtitles | لقد افسدنا زواجك كله وقد ادركنا هذا اخيراً |
Ama sonradan anladık ki bir uyarıymış. | Open Subtitles | ولكننا ادركنا لاحقاً انها كانت تحذيراً |
O anda Rosa ve ben anladık ki şeker savaşında kazanan yoktur. | Open Subtitles | في تلك اللحظة، انا و (روز) ادركنا بأنه ليس هناك فائز في حرب الحلوى. |
Gördüğün gibi Larry, işte geçen birkaç yıldan sonra üçümüz de farkettik ki müzedeki her şey gibi biz de geceleri yeni hayat kazanıyoruz. | Open Subtitles | ..."هل ترى يا "لاري بعد الخدمة عدة سنوات , ادركنا ...كل شيء بالمتحف |
İşler biraz kontrolden çıktığının farkına vardık. | Open Subtitles | ادركنا أن الامور قد تكون خرجت عن السيطره |
Bunları düzeltmek için bir fırsatımız olduğunun farkına vardık. | Open Subtitles | ادركنا بأن لدينا الفرصة لتصحيح الأمور |
Derken bir şeyin farkına vardık. | Open Subtitles | لاحقاً , ادركنا شيئاً |