Adam son ödemesini yapmadığı için sigortası zaman aşımına uğradı. | Open Subtitles | ادم لم يدفع اّخر قسط من البوليصة لذلك فهى تسقط |
Sen Adam ile birlikte çalışıyorsun. Bunu sana söyleyebilir miyim, bilmiyorum. | Open Subtitles | انت تعمل مع ادم لا اعرف ان كنت استطيع ان اخبرك |
Adam, kızın sevdiği her şeyi sen de seviyormuşsun gibi yapmana gerek yok. | Open Subtitles | تعرف يا ادم انت لست بحاجة لأن تدّعى انك تحب كل شيىء تفعلة |
Kusura bakma, dostum. Kaynak yapmak istemezdim. - Sam, Adam. | Open Subtitles | اسف يارجل،،لم اقصد المقاطعه سام هذا ادم، ادم هذا سام |
- İşte latteniz Bayan Grant. Selam Adam. - Selam. | Open Subtitles | هذا هو الحليب الخاص بكِ سيدة غرانت مرحبا ادم مرحبا |
Adam Smith'in bireysel hareketlerden kaynaklanan toplumsal yararları tanımlamak için kullandığı bir metafor. | Open Subtitles | انها كناية استخدمت بواسطة ادم سميث ليصف الاستفادات الاجتماعية صادرة من افعال فردية |
Himalaya'lardaki temizlik projesi hakkında Adam'la röportaj yapıyorum. | Open Subtitles | تعرفت غلى ادم اثناء تسلقه لحبال الهمالايا |
3:00'de Adam'la buluşacağım. | Open Subtitles | لا استطيع ساقابل ادم تعالى معى لاعرفك عليه |
Üçüncü kattan daha yukarı tırmandığını sanmıyorum ama... bizim Adam'ı elde etti. | Open Subtitles | لا اظن انها تسلقت حتى الى الدور الثلث لكنها سحرت ادم |
Adam Francoise'nın grubu için kelepçeleri değiştirmiş olabilir. | Open Subtitles | ّ من الممكن ان يكون ادم قد وضع هذه المرساه فى امتعة فرانسيس |
Adam. Sende kesinlikle bir ümit pırıltısı var. Ama ne zaman çalışmaya gelsen... | Open Subtitles | انت لامع بشكل واضح يا ادم لكن عندما يتعلق الامر بالعمل |
Öyle mi? Sen Russell ve Adam'a böyle hikayeler mi anlatıyorsun? Ben onlara hikaye anlatmıyorum. | Open Subtitles | أهذة هى القصص التى تُخبرها ل راسل و ادم ؟ انا لا اخبرهم قصص |
Adam'ın bir asistanı olması harika bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أنة من الرائع حصول ادم على مُساعدة |
Ve hayır, bu gece Adam ile atışmanızı da istemiyorum. | Open Subtitles | و لا , لا اريدك ان تتجادل بهذا الشأن مع ادم الليلة |
Adam, bir 150 çıkarsan daha iyi görüneceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ادم , اعتقد انك ستبدو افضل اذا اسقطت حوالى 150 دولار |
Adam'a kızdım, ama onu tüm gösteri boyunca burada tutmak yeterli bir ceza olacaktır. | Open Subtitles | انا غاضبة من ادم لكن اعتقد ان اجعلة يجلس فى هذا العرض هو عقاب كافى |
Jennifer ile ben, Adam ile biletlerinizi sattığınız çocuk ile kızın arasını yaptık. | Open Subtitles | جينيفر و انا قمنا بتقديم الرجل و الفتاة الذين انت و ادم بعتما تذكرتكما اليهما |
Adam'ın annesiyle tanışacağın için gergin misin? | Open Subtitles | اذاً انتِ متوترة بسبب مُقابلة والدة ادم ؟ |
Jen, Adam'ın babası da gelmeyi çok istiyordu ama bugün bağırsak temizleme ameliyatından sonraki ikinci gün. | Open Subtitles | و يا جين , والد ادم اراد المجىء الى هنا لكنة فى اليوم الثانى من عملية القولون |
Adam hiç bu kadar mutlu ve sağlıklı olmamıştı. Hep senin sayende. | Open Subtitles | و ادم لم يبدو سعيداً و اكثر صحه هكذا من قبل و كل هذا بسببك |
Ian Adams'ı öldüren her kimse, kesinlikle hazırlıklı gelmiş. | Open Subtitles | ايا كان قد قتل ايان ادم بالتاكيد كانت مخططة. |
Yeni Âdem ile Havva'm altın bir şafağa uyanmadan önce birkaç ay uyuyacaklar. | Open Subtitles | ادم وحواء الجدد سينامون لعدة شهور قبل الذهاب الى العصر الذهبي |