Sana soracak çok sorum var ve bunları... sormak için çok uzun süre bekledim. | Open Subtitles | كان لدي اسئلة كثيرة لوقت طويل جداً والتي كنت أرغب بطرحها |
- Sana soracak çok sorum var. - Ne gibi? | Open Subtitles | لديّ اسئلة كثيرة لكِ |
- Oh, sana soracak çok sorum var. | Open Subtitles | لديّ اسئلة كثيرة لكِ مثل؟ |
Eğer Çok soru soracaksa, beni saymasın. | Open Subtitles | لو أنه سيطرح اسئلة كثيرة فليستبعدنى انا من هذا |
O zaman bırak da, beklendiği gibi, ölelim. Çok soru sormak işe yaramaz. | Open Subtitles | و يتركنا ، كما هو متوقع ، أن نموت اسئلة كثيرة لا زالت بلا اجابات |
Ancak bu biraz zor oluyor özellikle de birileri bu kadar fazla soru sorarsa. | Open Subtitles | لكن ذلك صعب جدا القيام به خصوصا عندما يكون هناك شخص يسأل اسئلة كثيرة |
fazla soru soramayacak kadar afallamıştım. | Open Subtitles | لقد كنت مصدوم فلم أسأل اسئلة كثيرة. |
Baban ve ben boşanma işlemlerine başlayınca, o kadar Çok soru sormaya başladın ki, sana cevap vermektense sakinleştirici vermeyi daha kolay bulduk. | Open Subtitles | عندما بدأنا أنا و أبوك بطلاقنا بدأت تسأل اسئلة كثيرة وجدناه انه أسهل ان نخدّرك من ان نجاوبك |
Dayanamayacağım. Genellikle buradan çabucak geçersiniz ve size sormak istediğim öyle Çok soru var ki. | Open Subtitles | لا احتمل الانتظار عندي اسئلة كثيرة |
- Çok fazla soru sormam. | Open Subtitles | ولا أٌلقى اسئلة كثيرة |
Kendine çok fazla soru soruyorsun. | Open Subtitles | انت تسال نفسك اسئلة كثيرة. |