Britanyalılar, bin yıl boyunca bronzu aletler ve ziynetler yapmak için ve ticaret için para birimi olarak kullandılar. | TED | لآلاف السنين، استخدم البريطانيون البرونز لصناعة الأدوات والحلي، كما استخدموه كعملة من أجل التجارة. |
Onu bizden sakladılar ve bana tuzak kurmak için kullandılar. | Open Subtitles | لقد إحتفظوا بالملف لأنفسهم و استخدموه لإيقافي |
İlk denemelerinde çoğunlukla kullandıkları gaz oksijenmiş. | TED | الغاز الذب استخدموه في البداية، في كثير من الحالات، كان الأكسجين. |
kullandıkları ilk yöntem böyle bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | وهذه بالتأكيد الطريقة الأولى التي استخدموه بها. |
Ya da Eskiler'in enerji kaynağı olarak kullandığı süper ağır bir element. | Open Subtitles | أو عنصر ثقيل جدا القدماء استخدموه كمصدر للطاقة |
Sanırım çocuklarını koşullandırmak ve sınamak için kullanmışlar. | Open Subtitles | بحسب ما فهمته، فقد استخدموه لتكييف واختبار صغارهم |
Bu kitap güçlü bir silah, onu iyilik için kullanın, | Open Subtitles | هذا الكتاب سلاحٌ قويّ لذا استخدموه للخير |
Senin paranı, suç işlemek için kullandılar. | Open Subtitles | انت اعطيتهم المال وهم استخدموه في جريمتهم |
Demek giriş sınavında bunları kullandılar? | Open Subtitles | هذا هو ما استخدموه من امتحان القبول العام إذًا؟ |
Bahsettiğin bikameral sistem var ya bence oduncunun farklı davranması için onu kullandılar. | Open Subtitles | نظام المجلسين الذي أخبرتني عنه؟ أعتقد أن هذا ما استخدموه لاختراق الحطاب |
Birisi Tesla'nın oto-pilot yapay zekasını kullanırken ölümcül bir kaza oldu, fakat tasarlandığı üzere otoyolda kullanmak yerine, şehrin sokaklarında kullandılar. | TED | وقع حادث قاتل عندما كان يستخدم أحد ما الطيار الآلي تسلا ولكن بدلاً من استخدامه على الطريق السريع كما كان مصمم له استخدموه في شوارع المدينة. |
Ve buradan son çıkanlar hakkında, burayı son kirayanlar, burayı porno film çekmek için kullandılar. | Open Subtitles | ...وأيضاً, لو كنتِ تهتمين بالفضائح ...فان آخر مَن أجروا هذا المنزل استخدموه لتصوير الأفلام الاباحية |
Logoyu düzeltmek için kullandıkları ölü İngiliz yarış atlarında yapılan tutkal İngiliz sporu ile alakalı tek şey. | Open Subtitles | أعتقد بأن الشيء الوحيد بالإسلوب الرياضي البريطاني هو الغراء الذي استخدموه لتلصيق الأنوار والمستخرج من حصان سباق بريطاني |
Üzerinde kullandıkları ilaç seni bir deney hâline mi getirdi? | Open Subtitles | ان الدواء الذي استخدموه عليك جزء من تلك التجارب؟ |
Tamam, ama kullandıkları IP adreslerini belirleyebilirsin. Tabii ki. | Open Subtitles | حسناً, ولكن يمكنك التعرف على عنوان الإنترنت الذي استخدموه |
Üzerinde kullandığı ilaç seni bir denek mi yaptı? | Open Subtitles | ذلك الدواء الذي استخدموه عليك جعلك واحداً من اصحاب تلك التجارب |
Kitapta, 70'lerde makyaj sanatçılarının kalıp ve baskı yapmak için kullandığı yazıyor. | Open Subtitles | ...بحسب الكتاب أشخاص المكياج استخدموه في السبعينيات لصناعة قوالب و طبعات |
Katilin kullandığı... | Open Subtitles | ما استخدموه لقتلها.. |
Tost makinaları ilk saldırıdan sonra depo olarak kullanmışlar. | Open Subtitles | الآليّون استخدموه كمخزن بعد الهجوم الأول |
Bu kapı güçlendirilmiş titanyumdan yapılmıştı. Bunu yapmak için ne kullanmışlar? | Open Subtitles | تمّ صنع هذا الباب من التيتانيوم المقوّى ما الذي استخدموه للقيام بذلك؟ |
Kadimler bunu insan formunda Çoğalıcı yaratma araştırmalarında kullanmışlar. | Open Subtitles | (الاسيانتس) استخدموه كجزء من ابحاثهم من أجل تصنيع البشر من الريبلكتورز. |
Brick, babam kullanın veya kaybedin dedi yani gidip havuzu kullansan iyi olur. | Open Subtitles | كلا يا بريك أبي قال استخدموه أو ستفقدوه يستحسن أن تخرج وتستخدم ذلك المسبح |
Yakalandınız, kullanın veya kaybedin. | Open Subtitles | انكشف أمركم استخدموه أو ستفقدوه |