Onu baştan çıkarmaya çalışmak bir zafer oyunu olabilir ama bu kayıtsız şartsız teslim olmaktır. | Open Subtitles | لو أنه هو الذي أغراها بالزواج منه سيكون ذلك أفضل ولكن الذي يقوم به الآن هو استسلام حقيقي |
Batı Orduları'nı Eisenhower'a teslim etmeyi teklif etmiş. | Open Subtitles | و هو يعرض استسلام الجيش الغربي لأيزنهاور. |
San Francisco görüşmeleri devam ederken, Almanya'nın teslim olma haberi geldi. | Open Subtitles | بينما تواصل إنعقاد ،مؤتمر سان فرانسيسكو جاءت أنباء استسلام ألمانيا |
Benim için bırakmak pes etmek gibi bir şey. | Open Subtitles | بالنسبة لي , التوقف عن المحاولة عبارة عن استسلام |
Sadece bu konuya inanabilirim, kendimi bu fikre adayabilirim, boyun eğip sessizliğe doğru inzivaya çekilmenin aklımı çelmesi yüzünden kesinlikle bunu yapacağım. | TED | يمكنني فقط أن أؤمن به، ألزم نفسي، لفكرته، وأنا أقوم بهذا تحديدا بسبب اﻹغراء في رفع يدي في استسلام والتراجع في صمت. |
Diğer bir deyişle, şu anki gücümüz koşulsuz ani teslim oluşumuzun sonucudur. | Open Subtitles | بمعنى آخر, السلام الذي نعيشه الآن هو نتيجة استسلام غير مشروط |
Burada tam olarak kimin teslim oluşunu tartışıyoruz? | Open Subtitles | هل بيّن شروط استسلام مَن التي نناقشها هنا؟ |
teslim olduklarında silahları yere çaldılar. | Open Subtitles | أسلحة قاموا على الفور بإلقائها في استسلام. |
Casusluğun en eski hilelerinden biri de yanlış mahkumu teslim etmektir. | Open Subtitles | واحدة من أقدم الخدع في الجاسوسية هو استسلام مزيف لسجين |
Herkes şehrini geri istiyor. Bu defa teslim olmak yok. | Open Subtitles | إنّهم يريدون استعادة مدينتهم، ولا استسلام هذه المرّة. |
Sanki ilk defa teslim olan bir avımız olacak gibi. | Open Subtitles | يبدو أنه للمرة الأولى قد يكون لدينا عملية استسلام بين أيدينا. |
Hepimiz öleceğiz. Mesele, teslim mi olacaksın yoksa hayatta mı kalacaksın meselesi. Ya kabul edeceksin ya da inkâr. | Open Subtitles | إنّها مسألة استسلام أو نجاة، قبول أو نكران. |
Hepimiz öleceğiz. Mesele, teslim mi olacaksın yoksa hayatta mı kalacaksın meselesi. | Open Subtitles | إنّها مسألة استسلام أو نجاة، قبول أو نكران. |
Binbaşı, Efendim, açık frekanstan gelen bir teslim bildirisi var... | Open Subtitles | ...يا سيدي، الرائد, هناك إعلان استسلام على القناة المفتوحة |
Sana ateşkes için müzakere yetkisi veriyorum ama teslim olmak yok. | Open Subtitles | أخولّك للتفاوض على هدنة لكن لا استسلام |
Bu belgeleri teslim etmek haksızlığa taviz vermektir. | Open Subtitles | تقديم هذه الأوراق سيكون استسلام للظلم |
Yogada pes etmek yoktur. Cesaret, evet! | Open Subtitles | لا يوجد استسلام فى اليوغا، الشجاعة، أجل. |
Aman tanrım, bu duyduğumuz pes eden bir kedi rahmi olmalı. | Open Subtitles | اوه, ياإلهي! ,لابد أن هذا صوت استسلام رحم القطة |
Fakat bu şekilde hareket etmek onların uzun vadede tutunmasını ve sistem üzerinde güç uygulamasını zorlaştırır, bu da pes eden, hüsrana uğramış protestoculara ve daha da yozlaşmış siyasilere | TED | ولكن العمل بهذه الطريقة يصعب - بالنسبة لهم - البقاء على المدى الطويل والتأثير على النظام، وهذا يؤدى إلى استسلام المتظاهرين اليائسيين، وأيضًا المزيد من السياسات الفاسدة. |
Özgürlük ve asla boyun eğmemek hakkında konuşma hazırlamıştım. | Open Subtitles | اقسم انني كنت مجهز الخطاب عن الحريه وعدم الـ استسلام ابدا |
Kapitülasyon. | Open Subtitles | استسلام. |
Önceden ölümün kabullenildiği, pazarlık için inat edilen ve Teacher'ın tamamen teslimiyetini hedefleyen bir grev değildi. | Open Subtitles | ليس نموذج معد للموت غير قابل للمفاوضة أو استسلام كامل من قبل ثاتشر، هذا سخف بوبي. |