Ve ona elimden gelen en iyi tavsiyeyi vermeye çalıştım. | TED | فحاولت جاهداً أن أقدم لها النصيحة حسب استطاعتي. |
Şöyle bir şey -- ölü değilim ama elimden geldiğince taklit edeceğim. | TED | وهذا هو، سوف أوضح قدر استطاعتي ليس كشخص ميت |
Süvariyken yaptığım işten pek farkı yok. elimden gelenin en iyisini yapıyorum. | Open Subtitles | حسناً, انها لاتبدو مختلفة عن سلاح الفرسان احاول ان اكون جيدا قدر استطاعتي |
Her gün mümkün olduğunca çok çalışacağım böylece yaptıklarını hak edebileyim. | Open Subtitles | سوف أعمل بجد بقدر استطاعتي كل يوم لكي أكون استحق لأجلك |
Ve Olabildiğince sık kiliseye gittim. | TED | ولهذا كنت أذهب للكنيسة على قدر استطاعتي. |
Seni korumaya çalışıyorum, şirketi korumak için elinden geleni yapacağını biliyorum. | Open Subtitles | وأنا سأفعل ما فى استطاعتي لحمايتك وأعلم أنك ستفعل افضل ما لديك لحماية شركة |
elimden gelen yardımı yaparım. | Open Subtitles | فهو يرفع معنوياتي ويساعدني كثيرا سأساعدك قدر استطاعتي |
Amanda, bu senin gecen, ben de mükemmel olması için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | أماندا, هذه ليلتك وسأفعل كل ما في استطاعتي للمساعدة على أن تكون مثاليه |
Ben işimi yapıyorum, para kazanıyorum, elimden geldiğince hayır işleri yapıyorum... ve bu dünyada serbest ticareti savunmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أذهب بأعمالي , وأجنى المال وأساعد المجتمعات على قدر استطاعتي وأحاول تعزيز التجارة الحرة في هذا العالم |
Bir dahaki sefere ben de aynı şeyi yapıp kütüphanemde oturacak başımda takke üzerimde gecelikle herkese elimden geldiği kadar zahmet vereceğim. | Open Subtitles | في المرة القادمة سافعل انا نفس الشي. ساجلس في مكتبتي، مرتديا طاقية نومي وردائي، وسافكر بالمشكلة قدر استطاعتي |
Bu soruşturma için elimden geleni yaptım, şimdi alfa alanındaki aramaya katılmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد ساعدت قدر استطاعتي بهذا، ولكن أود العودة والإنضمام للبحث |
Tanrı şahidim olsun ki, elimden geldiği kadar çok uğraşıyorum. Sadece bir kaç saat daha sürecek. | Open Subtitles | حسناً إسمع أعدك أنا أسعى لذلك أنا أعمل على هذا قدر استطاعتي |
Pekala, dinle. Tanrı şahidim ki, elimden geleni yapıyorum. İnan bana. | Open Subtitles | حسناً إسمع أعدك أنا أسعى لذلك أنا أعمل على هذا قدر استطاعتي |
Bu yüzden elimden geldiğince, güvende hissetmesini sağlıyorum. | Open Subtitles | لذا انا احاول ان أبقيها بأمان قدر استطاعتي |
Onlara elimden geldiğince yardım ediyorum ama kendime bazen bu çocukların da hata yapabileceğini hatırlatıyorum. | Open Subtitles | ،أعني، أنا أحاول على قدر استطاعتي لكن في بعض الأحيان يجب أن أذكر نفسي بأنه لا بأس بأن يخطئوا هؤلاء الأولاد |
Ve benim açımdan, servis sağlayıcısı olarak, işlem ücretini herhangi bir şey olsaydı, 1 saatte araba ayarlamak mümkün olmazdı. | TED | وبالنسبة لي، كمزودة خدمة، لبس في استطاعتي أن أزودكم بسيارة لساعة من الزمن إذا كانت تكلفة الصفقة أي شيء. |
Bu paranın ise mümkün olduğu kadarını... çocukların üniversite harcamaları ve gelir planımız için bir kenara koyuyorum. | Open Subtitles | ومنه أوفر منه بقدر استطاعتي من أجل مدارس الأطفال والمشاريع المستقبلية |
Biraz abartıyor olabilirim Ann ama elimden gelenin en iyisini yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أعلم بأني أكون إنفعالي أحياناً ولكن أنا أحاول أن أكون الأفضل على قدر استطاعتي |
Fakat her zaman küçük kardeşime yardımcı oldum... elimden gelenin en iyisiyle... tüm engellere karşı. | Open Subtitles | ولكني كنت دوما اهتم بأخي الصغير بقدر استطاعتي حتى لو كنت عاجزا |
Onların dualarını etmiş, Olabildiğince yoldan çıkmamaya çalışmıştım. | TED | صليت صلاواتهم، لقد ابتعدت عن كل إغراء بقدر استطاعتي. |
Sana söylemiştim, onun için herşeyi yaparım. | Open Subtitles | وكما قلت لك سافعل كل مافي استطاعتي |
Charlotte'ın kızını korumak ve o insanları onun koruması altına almak için gücümün yettiği her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | سأفعل كل شيء في استطاعتي لحماية ابنة شارلوت وجميع هؤلاء تحت حمايتها |
Ah , ben korkmuyorum ama ben sizi haberdar edecektir O ameliyattan çıktı kısa sürede . | Open Subtitles | أخشى أنكِ لا تستطيعين ذلك و لكنني سأخبرك بالمعلومات الجديدة بقدر استطاعتي |