Beyin dalgalarını tanınabilir görsel alanlara kodlamayı başardılar. | TED | استطاعوا ان يفكوا تشفير موجات الدماغ وتحويلها لمجال مرئي يمكن ادراكه |
Uzun zamandır ANBU'nun radarından uzakta kalmayı başarmış olsa da sonunda izini bulmayı başardılar. | Open Subtitles | بالرغم من أنه ظن أنه يستطيع الهرب لمدة طويلة من الأنبو فقد استطاعوا في النهاية الإمساك به |
Ülkeden kaçmak zorunda kaldık... ama bir şekilde... kocamı ve kızımı yakalamayı başardılar... ve bu onları son görüşüm oldu. | Open Subtitles | كان لا بد ان نهرب من البلاد وبطريقة ما استطاعوا العثور على زوجي وابنتي |
Olay yerinde, Olay Yeri İnceleme Birimi sudan cesedin civarında suda yüzen sadece bir kaç eşyayı çıkarabilmeyi başardı. | Open Subtitles | الآن، في مكان الحادث قرب محيط الجثة العائمة خبراء التحقيق استطاعوا سحب بعض الأغراض |
Teröristlerden birkaçı kaçmayı başardı ama onlar hakkında endişelenmeyin. | Open Subtitles | بعض الإرهابيين استطاعوا الهرب من المدينة لكن لا داعي للقلق منهم |
Ve eğer yapabilselerdi taştan yapacakları hissine kapılıyorsunuz. | Open Subtitles | وتحصل على انطباع لديهم جعلت من الحجر لو استطاعوا. |
WK: Evet, eğer bana yardım edebilirlerse -- materyallerle, evet. | TED | و.ك. : نعم، إذا استطاعوا مساعدتي -- بالمواد، نعم |
Ve bu seriler için çalışan genetikçiler, hangi yolla olursa olsun Afrika dışına bu sıçramayı yapmış kaç kişi olduğunu tahmin etmeyi başardılar. | Open Subtitles | علماء الوراثة الذين يعملون مع هذه السلسلة استطاعوا تقدير عدد الذين استطاعوا الهجرة من أفريقيا بأي مسار اتخذوه |
Nakliye helikopterlerinden birine ulaşabilmeyi başardılar. | Open Subtitles | لقد استطاعوا الوصول إلى أحد مروحيات الشحن في حوض السفن |
Üç çocuğunkini çıkarmayı başardılar ama birkaç saat sonra çocuklar öldü. | Open Subtitles | استطاعوا إزالته عن ثلاثة أطفال لكنهم ماتوا بعد ساعتين |
Führer'in trajik haberini yapmayı bizden çok önce yapmayı başardılar. | Open Subtitles | ومع هذا استطاعوا جعل خبر الفوهرر المأساوي ينتشر قبل وقت طويل من استعدادنا لعمل ذلك. |
Birinci yaradaki kanamayı durdurmayı başardılar şimdi diğeri üzerinde çalışıyorlar. | Open Subtitles | استطاعوا إيقاف النزيف من أحد جرحى الرصاص وهم يعملون في الثاني الآن |
Mühendisler, küçük sayıda genetik değişiklikler etrafında hareket ederek, virüsü silahlandırmayı başardılar ve insanların bu virüse yakalanmasını kolaylaştırdılar, bu yüzden binlerce insan değil, on milyonlarcası ölecek. | TED | المهندسون حينما قاموا بتعديل بسيط في الجينات الوراثية، استطاعوا تسليحه وجعله أكثر قدرة على الانتقال للبشر، ليس مجرد الآلاف من الناس سيموتون، بل عشرات الملايين. |
Ataları, ilk küçük memelilerle aynı zaman zarfında ortaya çıkmıştı ve muhtemelen evrim geçirdikleri için -ve büyüyerek- memeli yırtıcıları gibi, aynı zamanda hayatta kalmayı başardılar. | TED | أسلافهم ظهروا في نفس الوقت تقريبًا الذي ظهرت به أولى الثدييات الصغيرة، ولربما استطاعوا النجاة لأنهم كانوا يتكاثرون وينمون في نفس الوقت الذي نمت فيه مفترساتهم من الحيوانات الثديية. |
Teknik ekibimiz sonunda dosyaları temizlemeyi başardı. | Open Subtitles | مهندسونا استطاعوا إخراج هذا الملف |
Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Başka kaç Jedi kurtulmayı başardı? | Open Subtitles | انياشعربالحزن. كم عدد الـ(جيداي) الاخرين الذين استطاعوا النجاة ؟ |
Kaç tane Jedi kurtulmayı başardı? | Open Subtitles | كم عدد الـ(جيداي) الاخرين الذين استطاعوا النجاة ؟ |
Eğer yapabilselerdi, onlar icat ederlerdi. | Open Subtitles | كانوا سيخترعوه اذا استطاعوا |
Eğer yapabilselerdi, onlar icat ederlerdi. | Open Subtitles | كانوا سيخترعوه اذا استطاعوا |
Eğer onun sinirsel yollarını analiz edebilirlerse, sermaye hareketlerini seçim sonuçlarını, aklınıza gelebilecek her şeyi önceden tahmin edebilirler. | Open Subtitles | ما اقصده, هو اذا استطاعوا ان يضعوا خريطة لمساراتها العصبية فسيمكنهم ذلك من التنبؤ بحركة اسهمهم المالية التنبؤ بنتائج الانتخبات وكل شىء الى أخره |