Üzgünüm tüm bulabildiğim bu. Nerede bilmiyorum... Nereye gidiyoruz? | Open Subtitles | اسف, ولكن هذا كل ما استطعت ايجاده الي اين نذهب؟ |
bulabildiğim, delirmemiş tek adam Sarge. | Open Subtitles | العريف كان الوحيد العاقل الذي استطعت ايجاده |
Tek bulabildiğim çörek ile poğaça oldu. | Open Subtitles | كل ما استطعت ايجاده هو الدونات والمعجنات |
Açlıktan bayılıyorum. Tüm bulabildiğim bu. | Open Subtitles | حسنا سأصاب باغماء من الجوع وهذا الاسم الوحيد الذي استطعت ايجاده |
bulabildiğim tek iş Cleveland'ın dışındaki bir kauçuk tesisinde çamurları temizlemekti. | Open Subtitles | العمل الوحيد الذي استطعت ايجاده كان العمل في الطين في مصنع مطاط خارج كليفلاند |
Rusya ile yakın zamanda yaptığımız işler hakkında bulabildiğim her şey orada. | Open Subtitles | هذا كل ما استطعت ايجاده حول كل صفقاتنا الحديثه مع روسيا |
Rusya ile son dönemdeki anlaşmalarımız hakkında bulabildiğim her şey burada. | Open Subtitles | هذا كل ما استطعت ايجاده حول العقود الجديدة في روسيا |
Tek bulabildiğim bu. | Open Subtitles | كل ما استطعت ايجاده |
Ama bu projeye ilk başladığım zamanlar, ereksiyon için bulabildiğim en iyi açıklama şuydu: Duvar bu süngersi dokuları kaplıyordu, süngersi dokular kanla doluyordu, basınç artıyordu ve voila! Ereksiyon gerçekleşiyordu. | TED | لكن في الوقت الذي بدأت في هذا المشروع, التفسير الوحيد الذي استطعت ايجاده لانتصاب العضو التناسلي الذكري ان الجدار المحيط بتلك الانسجة الاسفنجية, وتلك الانسجة الاسفنجية تمتلئ بالدم ويزداد الضغط وذلك كل شيء ! |