Ama ben senin için önemliyim. Neden bende Stockholm'e gidemiyorum? | Open Subtitles | ولكنى هامة لك ايضا, لماذا لا اذهب معك الى استكهولم ؟ |
Stockholm olayından sonra yeni bir ekip kurmak kolay olmayacak. | Open Subtitles | ليس من السهل تجنيد قوات جديدة بعد استكهولم |
Stockholm'de oturduğun yerden her şeyi yönetemezsin. | Open Subtitles | يعتقد انه قادر على ادارة كل شيء من استكهولم |
Şu an Stockholm'de oysa biz, Gestapo'nun dört köşede bizi aradığı bir şehirdeyiz. | Open Subtitles | انه في استكهولم في حين أننا نتعرض للمطاردين من قبل الجستابو |
İki gün sonra saat 10'da Stockholm'de bir toplantı düzenlenecek. | Open Subtitles | هناك اجتماع في استكهولم بعد غد على الساعة العاشرة |
Stockholm için değil ki, bayan. | Open Subtitles | ولكنها ليست الى استكهولم يا انسة |
Eğer sana anlatırsam beni Stockholm'e götürür müsün? | Open Subtitles | اذا اخبرتك ثم... ستذهب الى استكهولم معي؟ |
Stockholm'e gidip bir daha dönmeyelim. | Open Subtitles | سنذهب الى استكهولم ولن نعود أبدا |
Stockholm'a geri dönmek istemiyor. | Open Subtitles | هي لاتريد ان تعود الى استكهولم |
Royal Stockholm Orkestrası ile Das Rheingold'u harika yönetmişti. | Open Subtitles | عندما قاد "داس رينغلد" مع اوركسترا استكهولم الملكية كان رائعا |
Stockholm gezisi bekleyebilir. | Open Subtitles | بإمكان رحلة استكهولم أن تنتظر |
Stockholm'deki bir beyefendi için imzanı alayım. | Open Subtitles | التوقيع للتفجيرات في استكهولم |
Stockholm. Üç hafta sonra. | Open Subtitles | استكهولم ,بعد 3 أسابيع |
Stockholm'e gidiyorum. | Open Subtitles | ساسافر الى استكهولم الآن |
Biliyorsun, bu alt tarafı bir Stockholm seyahati değil. | Open Subtitles | ليست فقط رحلة لـ(استكهولم) |
Stockholm'ün bunu bilmesinden emin olacağım. | Open Subtitles | سأعلم (استكهولم) بهذا |
Bu da Stockholm'den Dr. Craford. | Open Subtitles | (كرافورد) من استكهولم... |