- Asıl düşüncesi kendini tutuklatmaktı... böylece bombalar teslim edildiğinde kendisi hücrede olacaktı. | Open Subtitles | لذلك سيكون في السجنِ عندما يتم استلام القنابل |
Eve gidip biraları teslim alır mısın? | Open Subtitles | سأتأخر قليلاً هل بامكانك الذهاب كي توقع على استلام الجعة؟ |
Bagaj teslim bölümünde buluşalım. Görüşürüz. | Open Subtitles | ولكن , ساقابلك عند استلام الامتعة , وداعاً |
Adam canlıyken maaşlarımızı almakta zorlanıyorsak maaşını bir de ölü bir kraldan almayı düşünsene. | Open Subtitles | إن كنت تظن أن من العسير الحصول على الأجر بينما كان حيّا، فحاول استلام أجرك من ملكٍ ميت |
- Sana garip gelebilir pazar günleri gazete almayı bıraktığımızdan beri kendi karikatürlerimizi canlandırmaya başladık. | Open Subtitles | زي ماذا ؟ سوف تظنين أن الأمر غريب لكن منذ توقفنا عن استلام جريدة الأحد |
10 saniye içinde kapatacağım ve sen deliller için makbuz keseceksin. | Open Subtitles | عندما أغلق عنك بعد عشر ثواني أريدك أن تطبع إيصال استلام للدليل |
Ne demeli pilot gibi giyinip bagaj teslim yerinde kızlarla tanışmama? | Open Subtitles | أرتدي كطيّار و أُقابل الفتيات في مكان استلام الحقائب |
Şoförümüz bizi bagaj teslim bölümünde bekliyordur herhalde. | Open Subtitles | ربما السائق ينتظرنا عند منطقة استلام الحقائب |
Dış hatlar bagaj teslim yerine gelin hemen. - 341 durumu söz konusu. | Open Subtitles | "تعالا إلى صالة استلام الحقائب الدوليّة، لدينا حالة 341" |
Birisinin gözlüklerini saat kaçta teslim alacağıydı. | Open Subtitles | تاريخ ووقت يتم فيها استلام نظارات |
Bir saat önce, içinde 200 tane kopyasının olduğu bir kargoyu teslim aldım ama zaten o kitaptan aylardır haberim var. | Open Subtitles | منذ ساعة مضت,وقعت على استلام صندوق يحتوي علي ٢٠٠نسخة... ولكني أعلم بأمره منذ شهور |
Havaalanında, bagaj teslim yerinde tanışmıştık. | Open Subtitles | -التقينا في المطار، عند استلام الحقائب |
Lütfen cenazenizi teslim alın... | Open Subtitles | [ يرجى الحضور و استلام جثته ] |
Sorun değil ben elime almayı severim. | Open Subtitles | لا بأس، لأنني أُحب استلام الأشياء. لنتقايض إذن. |
Gönderdiğiniz kurye... paketi almayı reddetti diyorum. | Open Subtitles | أنا أُحاولُ إخْبارك... بأن الرسول الذي أرسلتَه رْفُض استلام الطرد |
"Ayrıca Komite'nin yayınladığı ücretsiz broşürleri almayı da kabul ediyorum." | Open Subtitles | وأرغب في استلام منشورات اللجنة المجانية." |
Eğer ödülü almayı reddedersen, | Open Subtitles | إذا كنتي لا تودين في استلام الجائزة |
Fişi almayı unutma. | Open Subtitles | لا تنسي الحصول على وصل استلام |
- Elime bir şey almayı sevmem. | Open Subtitles | لا أحب استلام الأشياء. |
Kayıt işin bittiği zaman para için makbuz istiyorum. | Open Subtitles | اريد استلام مبلغ عندما كنت مع المخزون الخاص بك. |
Bunu alıp sana makbuz vereceğim. | Open Subtitles | وسوف إيداعه و تعطيك استلام. - نعم. |