Belki köyün altında bulunan mağaraları onlar için ahır yapar ve-- | Open Subtitles | وربما اسطبلات في الكهوف تحت القرية و... إهدأ,بنى. |
Şu binanın yerinde bir ahır vardı eskiden. | Open Subtitles | ذلك المبنى كان اسطبلات للأحصنة |
Brooklyn'de Ivy Köprüsü Yarış Atı Ahırı. | Open Subtitles | اسطبلات الجسر اللبلاب للخيل في بروكلين. |
Fox Creek Ahırı'ndan bir çağrı aldım. | Open Subtitles | تلقيت اتصالًا من اسطبلات (فوكس كريك) |
Bir de atlar var. Koşu atları yetiştirmiyorum. Ayrı ahırları var. | Open Subtitles | وكل اسطبلات الخيول ,الاسطبلات كثيرة كما تعلمين |
- Ve eğer ahırları varsa... - Hayır! - Burada ciddi suçlular var demektir. | Open Subtitles | وإذا كان هناك اسطبلات أو أقفاص, سنجد هناك بالطبع مجموعة من المجرمين. |
Toplanma merkezlerinde bulunan ahırlarda ya da hızlıca inşa edilen barakalarda yaşadık. | Open Subtitles | فى معسكرات التجمع كنا نعيش اما فى اماكن كانت اسطبلات للخيول، و أما عنابر تم اعدادها على عجل |
Kampüs at çiftliği! | Open Subtitles | اسطبلات الخيول |
Garaj, depolar, ahır... | Open Subtitles | هناك سقائف هناك اسطبلات |
Fox Creek Ahırı'ndayım! | Open Subtitles | اسطبلات (فوكس كريك) |
Çoğu erkeğin tekerleği olan bir arabadan başka bir şey barındırmayan geniş ahırları vardır. | Open Subtitles | الكثير من الرجال لديهم اسطبلات واسعة لا تحتوي شيئاً ما عدا عرباتٍ بعجلاتٍ تصرصر |
Üç gece önce Montague Caddesi'ndeki ortak ahırlarda biri öldürüldü. | Open Subtitles | قبل ثلاث ليالٍ (في اسطبلات شارع (مونتغيو حدثت جريمة قتل |
Leacrest at çiftliği. | Open Subtitles | اسطبلات ليكرست |