Komşusunun söylediğine göre kurban kamerayı temizlikçisinin evden bir şeyler çaldığından şüphelendiği için koymuş. | Open Subtitles | قال جار أنّ الضحيّة ركّبتها لأنّها اشتبهت أنّ مُدبّرة المنزل تسرق. |
Polisin başta şüphelendiği gibi, onu Beth öldürdü. | Open Subtitles | كما اشتبهت الشرطة منذ البداية |
Onların ilişkisi olduğundan şüphelendin. | Open Subtitles | أنت اشتبهت بأنهما كانا في علاقة غرامية |
Biyolojik babasının ölümüyle ilgili Erich Blunt'tan şüphelendiniz çünkü başka birisi cinayeti işlediğini itiraf etmişti ve ayrıca, Cindy Strauss'u öldürdüğünü düşünerek önyargılı yaklaşıyordunuz. | Open Subtitles | (انت اشتبهت بـ(إيريك بلانت في جريمة مقتل والده البيولجي ولأن شخصا آخر اعترف بجريمة القتل |
Çünkü çöküşün sebebinin ses titreşimleri olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | لانني اشتبهت ان يكون اهتزاز الصوت ربما يكون السبب الرئيسي لانهيار المبنى |
Neden Light'tan şüphelendiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا اشتبهت بـ لايت |
- Yerleştirdiği bombayla alakalı şüphelendiğim bir şeyin tasdiki. | Open Subtitles | تأكيد على شىء اشتبهت به عن القنبلة التى زرعها |
CIA çalınan silahların arkasında olduğundan şüpheleniyormuş. | Open Subtitles | حيث اشتبهت الأستخبارات انه كان وراء شحنة اسلحة مسروقة |
İlk baştan beri polisin şüphelendiği gibi Bayan Eagleton'u Beth öldürdü. | Open Subtitles | (موت السيدة (إيغلتون بيث) قتلتها) كما اشتبهت الشرطة منذ البداية |
Böylece adamın avcı olduğundan mı şüphelendin? | Open Subtitles | إذن اشتبهت بأنه "تاجر أعراض"؟ |
Benden şüphelendiniz. | Open Subtitles | لقد اشتبهت بى |
Üzerinde ikisini de bulamadık ama nedense cebinde biraz marihuana olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | وعندما لم نعثر على أي منها عليه، اشتبهت أنه قد حظي ببعض pakalolo=الماريجوانا في جيبه في لحظة ما |
Diğer Kira karşıtı grup ortaya çıktığında, sen sadece bana saldırdın, çünkü ben senin Kira olduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | بينما أن هناك مجموعات أخرى من مكافحوا (كيرا) موجودين ، فأنت هاجمتني أنا فقط لأني اشتبهت بك أن تكون كيرا |
Neden Light'tan şüphelendiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا اشتبهت بـ لايت |
Ya yanılıyorsan ve Clay kendisinden şüphelendiğini öğrenirse? | Open Subtitles | ماذا لو كنت مخطئاً واكتشف (كلاي) أنك اشتبهت به؟ |
Çünkü bir ilişki için hazır olmadığımı biliyordu ve senin aksine ben, ayrılığımızın haftası çıkmadan ki benim de uzun süredir şüphelendiğim bir kadınla düşüp kalkmıyorum. | Open Subtitles | لعلمه أني غير مستعدة لخوض علاقة في الوقت الراهن بخلافك، احتجت أقل من أسبوع لترتمي في حضن امرأة لطالما اشتبهت أنها عشيقتك |
CIA çalınan silahların arkasında olduğundan şüpheleniyormuş. | Open Subtitles | حيث اشتبهت الأستخبارات انه كان وراء شحنة اسلحة مسروقة |