eşyalarını toplar, uçağa atlar ve Güney California'daki tedavi merkezine gideriz. | Open Subtitles | وسنحزم اشياءك علي الطائرة للذهاب الي مركز العلاج في جنوب كاليفورنيا |
Şimdi birlikte oturduğumuza göre senin eşyalarını da buraya taşımalıyız. | Open Subtitles | الآن بما ان نحن نعيش مع بعض، اشياءك يجب ان تكون هنا ايضا |
David'le gider eşyalarını alırsınız, değil mi, David? | Open Subtitles | ديفد سوف يذهب معك ونحضر اشياءك هل ستفعل ،ديفد? |
Ama sen ölünce eski eşyalarını bir daha vermedi hem de yalvarmama rağmen. | Open Subtitles | و لكن عندما متِ لم تعد تعطيني اشياءك حتى وان توسلت اليها |
Evde yabancılar olduğunda eşyalarını saklayacak kadar akıllı olsaydın iPod'un hâlâ sende olurdu. | Open Subtitles | ربما لو كان لديك حس اكبر واخفيت اشياءك عند وجود غرباء في البيت لكان مشغل الموسيقى مايزال في حوزتك |
eşyalarını çamaşır odasına koy, mutfağı temiz tut ve şarkı söyleme. | Open Subtitles | ضعي اشياءك في غرفة الغسيل والمطبخ ورجاءاً توقفي عن الغناء |
Crane, eşyalarını daha sonra geri alırız. | Open Subtitles | كرين ، سأحرص على ان تحصل على اشياءك لاحقاً |
Büyük bir kamyon geliyor bütün eşyalarını içine doldurup, seni başka bir eve taşıyor. | Open Subtitles | تضع جميع اشياءك بالخارج فتنتقل |
İşin bitince gidip eşyalarını alırız, tamam mı? | Open Subtitles | عندما تتنتهى سنذهب ونحضر اشياءك. |
V.A Servisine hızlıca uğrayıp eşyalarını alacağız. | Open Subtitles | سنتوقف هناك بسرعه لتأخذ اشياءك |
Onun yerine eşyalarını buraya getirsene. | Open Subtitles | لماذا لم تنقل باقي اشياءك من هنا؟ |
eşyalarını yıkadığına sevindim. | Open Subtitles | انا سعيدة اني غسلت اشياءك |
O zaman neden eşyalarını toplamıyorsun? | Open Subtitles | اذن لماذا لا تنقلى اشياءك |
- Bende eşyalarını otobüse yerleştireyim. - Tamam. | Open Subtitles | علي ان اضع اشياءك في الحافلة - سأفعل - |
- eşyalarını istiyor musun? | Open Subtitles | -هل تريد اشياءك ام لا؟ |
- eşyalarını getirdim. | Open Subtitles | -جلبت لك اشياءك |