Bunun yanında, hiçbir adam kendi parmağını kesmez. Asla yapmaz. | Open Subtitles | بالاضافه الى انه من المستحيل ان يقطع شخص اصبعه بنفسه |
- parmağını kıçıma soktu. - Mastürbasyonu da listeye eklemeliyim artık. | Open Subtitles | لقد وضع اصبعه في مؤخرتي يجب ان اضع الاستمناء في القائمة |
kederi yüzünden silip atıyor. Susuz parmağını, diline bastırıyor, ve tuzu tadıyor. | TED | يمسح الأسى من على وجهه، ويضع اصبعه العطشان، على لسانه العطشان، ويتذوق الملح. |
Senin gördüklrin bir dolu gerçek ancak benim gördüğüm parmağı kesilmiş dehşete düşmüş bir çocuk. | Open Subtitles | ما ترينه أنت هو مجموعة من الحقائق و لكن ما أراه أنا هو صبي صغير خائف اصبعه مبتورة |
Bir ilticacı, Zemetkin, yankesici. McLeod onu parmağında oynatıyor. | Open Subtitles | خائن , زيميتكن , لص حقير ماكلويد وضع اصبعه عليه |
Yine de, umalım ki parmağını bile kıpırdatmak zorunda kalamasın. | Open Subtitles | ومع ذلك, ليس من الضروري على "بو" ان يرفع اصبعه |
Ağzını tıka basa doldurmuyor ya da kimseye parmağını çekmesini söylemiyor. | Open Subtitles | انه لا ياكل من المقبلات او يطلب من احد ان يسحب اصبعه. |
Prens serçe parmağını prensesin serçe parmağına takarak sağ salim döneceğine dair söz verdi. | Open Subtitles | الامير وعد ان يعود حياً شبك اصبعه بأصبعها |
Bundan böyle barajdaki çatlağa su sızmasın diye parmağını dayayan küçük Hollandalı çocuk olmayacağım! | Open Subtitles | لن أكون عالقة وسطكم كالفتى الهولندي الذي علق اصبعه في السد بعد الآن |
Bir barbar olsaydım, çoktan onun parmağını kesmiştim. | Open Subtitles | إن كنت متوحشة كنت سأكون قد قطعت اصبعه بالفعل |
Eğer parmağını kesseydin ve sana yine de uçakta olduğunu söyleseydi yanlış adamı yakaladığını düşünmeye başlayacaktın sanırım. | Open Subtitles | لو كنتي قطعتي اصبعه و لازال هو متمسك بأنه كان على متن الطائرة أظن أنه ربما كان عليكِ أن تصدقي أنكِ اتهمتي الرجل الخطأ |
Bir barbar olsaydım, çoktan onun parmağını kesmiştim. | Open Subtitles | إن كنت متوحشة كنت سأكون قد قطعت اصبعه بالفعل |
Eğer parmağını kesseydin ve sana yine de uçakta olduğunu söyleseydi yanlış adamı yakaladığını düşünmeye başlayacaktın sanırım. | Open Subtitles | لو كنتي قطعتي اصبعه و لازال هو متمسك بأنه كان على متن الطائرة أظن أنه ربما كان عليكِ أن تصدقي أنكِ اتهمتي الرجل الخطأ |
Köyüme her hafta para gitmezse kardeşimi kaçıran adam onun parmağını kesecek. | Open Subtitles | .. لو لم يصل المال إلى قريتي كل أسبوع فإن الرجل الذي اختطف أخي سيقطع اصبعه |
parmağı çevreleyen dokulardaki kanlanma durumu yüksek parmağı kestiklerinde kalbi hala atıyormuş. | Open Subtitles | مستويات تشبع الدم في الانسجة المحيطة مرتفعة كان قلبه مازال ينبض عندما بتروا له اصبعه |
Kaval kemiğinde ince bir çatlak var, ve küçük parmağı kırık. | Open Subtitles | ولكن لديه شرخ في عظمة الساق وكسر في اصبعه الصغير |
Eğer sağlık kayıtlarını kontrol edersen parmağı kimin tedavi ettiğini bulursun. | Open Subtitles | ,تفحصي سجله الطبي وابحثي لو كان بإمكاننا معرفه من قام بمعالجة اصبعه |
parmağında, yüzük olması gereken yerde boya yoktu. | Open Subtitles | حسناً, هناك خط حول اصبعه وكأن خاتماً اعتاد أن يكون هناك |
Bu tembel pislikler daha emniyetli araba kullanmak için parmaklarını neden birkaç santim kımıldatamıyor? | Open Subtitles | لماذا يبدو كسول بهذا الشكل ؟ كل مايحتاجه هو تحريك اصبعه إنش واحد ليقود بأمان أكثر |
İçeri girerek bunu parmağına takıp ona, onu düşündüğümü söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك الدخول وضع الخاتم فى اصبعه وتخبره انى افكره بيه |
- Öyle mi? Nedir? - Casby dayım onu evine götürüp parmaklamış. | Open Subtitles | -آخ عمي كارل الكبير قال بإنها كانت عنده وادخل اصبعه بفتحة الشرج |
Bunu birini parmakladığı için başı Belaya giren biri söylüyor.. | Open Subtitles | يقولها الذي حظي بالمشاكل لأنه أدخل اصبعه بأحدٍ ما |
Barajı parmağıyla tıkayan küçük Hollandalı çocuk olmayacağım. | Open Subtitles | لن أكون عالقة وسطكم كالفتى الهولندي الذي علق اصبعه في السد بعد الآن |