ويكيبيديا

    "اضطريت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorunda kaldım
        
    • zorundaydım
        
    2010 yılında, artık bu verileri açıklamamaya karar verdiler. Bu yüzden çeşitli kaynakları baz alarak tahmin etmek zorunda kaldım. TED وفي العام 2010 قرروا أنهم لن يعلنوا عن هذه البيانات بعدها، ولذلك اضطريت للقيام ببعض التقديرات معتمداً على مصادر مختلفة.
    Ama kantara 10 km kala durmak zorunda kaldım. Open Subtitles لكني اضطريت للوقوف تقريباً قبل سبعة أميال من محطة الوزن
    Ben hala 236 anayolundayım, ama kontrol noktasından yaklaşık yedi mil kadar önce durmak zorunda kaldım. Open Subtitles مازلت في طريق 236 لكني اضطريت للوقوف تقريباً قبل سبعة أميال من محطة الوزن
    Yemek zorundaydım yoksa boğularak ölecektim. Open Subtitles اضطريت لتناولها و إلا لإختنقت حتى الموت.
    "İnsanlara istedikleri şeyi vermek zorundaydım, ve istedikleri şey sensin." Open Subtitles اضطريت لأعطي الناس ما يريدونه و أنت ما يريدونه
    Taksi yoktu bisikletle gelmek zorunda kaldım. Open Subtitles سيارة الأجره لم تأتي , اضطريت أن اتأخر لأني كنت على الدراجه
    Çünkü sayende, Valerie'ye yalan söylemek zorunda kaldım. Open Subtitles بسبب والفضل يعود لك, اضطريت ان اكذب على فالييري.
    Sayende bebeğimi taşıyan kadına yalan söylemek zorunda kaldım. Open Subtitles الشكر لك, لأني اضطريت ان اكذب على امرأة تحمل في احشائها طفلي.
    İlk gün ve kocam suları kapattı gelirken karete salonunda durmak zorunda kaldım. Open Subtitles وزوجي اغلق امدادات الماء لذا اضطريت ان اتوقف في قسم الكاراتيه و..
    Bunun için hayatım boyunca savaşmak zorunda kaldım, baba. Open Subtitles أنا.. اضطريت للقتال من اجل هذا طوال حياتي يا ابي
    Hizmetçiyi, bu otelin sahibi olduğumu ikna etmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطريت أن أقنع الخادمة أنني مالك الفندق
    Hizmetçiyi, bu otelin sahibi olduğumu ikna etmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطريت أن أقنع الخادمة أنني مالك الفندق
    Sonra Walgreens'e, Barnes ve Noble'a ve Ace Hardware'a gitmek zorunda kaldım. Open Subtitles "و بعدها اضطريت أن أقود إلى "ويل قرين . و "بارنز" و "نوبل" و متجر الأجهزة
    Bugün oğlumu benimle birlikte işe getirmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطريت لجلب ابني معي للعمل اليوم
    Ona yatıştırıcı vermek zorunda kaldım, çoğunlukla uyuyor. Open Subtitles اضطريت لإعطائه مهدى كي ينام
    Bu arkadaşı bulmak için Norcombe Hill'e kadar gitmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطريت الى الذهاب الى تلة ( نوركومب ) لإيجاده
    Tek başıma "Carson Daly" izlemek zorunda kaldım ve dedim ki "Kimsenin izlemediği bu program hala yayınlanıyor mu?" Open Subtitles اضطريت لمشاهدة (كارسون دالي) لوحدي و قول "ما زال هذا البرنامج يُعرض؟" للا احد
    Benzin almak zorundaydım ve... Open Subtitles ... اضطريت للوقوف لشحن السيارة بالبنزين , و
    Bu sabah ona en sevdiği sporcudan bahsetmek zorundaydım, Bruce Jenner'dan. Open Subtitles اضطريت لأخبرها هذا الصباح كل شيء عن لاعبها الرياضي المفضل (بروس جينر)
    Gitmek zorundaydım. Open Subtitles اضطريت لذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد