Denizaltının ışıkları kapalıyken, biyoluminesenslerini görmek mümkün -- örgü tel ile çarpıştıklarında ürettikleri ışığı. | TED | وعندما تطفىء اضواء الغواصة يمكنك حينها من ان تشاهد الضوء الحيوي الصادر عنها ان هذه الاضواء تتولد عند الاصطدام بالشباك |
Bir sürü hazırlık yapmamız gerekti, kameraları kurduk, ışıkları ve benzer şeyleri hazırladık. | TED | وكان يتوجب علينا القيام بالكثير من التحضيرات . وقد صنعنا كميرات ,اضواء وكل ما الى ذلك .. |
Öyleyse ışıklar,kamera Jay ve Sessiz Bob. | Open Subtitles | حسنا , اضواء , كاميرا , حركة جاى وبوب الصامت |
Dün gece ışıklar gidip geldi, kartlar uçtu, ve böcekler geldi. Onları yerde gördüm. Gömleğimin içinde yüzüyorlardı. | Open Subtitles | البارحة كان هناك اضواء ترتعش و كروت تطير |
Lanet olsun! Herkes rock yıldızlarını sever. Işık şovu lütfen, ışık şovu! | Open Subtitles | تباً , الكل يحب نجوم الروك , اضواء الإحتفال , اضواء الإحتفال |
Claire, şu sahne ışıklarını yak da bu çocuklar işe girişsinler. | Open Subtitles | كلير ، افتحي اضواء المنصه و اجلعي هؤلاء الشباب يستعدوا |
Ama bu zombi ışıklarının altında güzel görünmek mümkün değil. | Open Subtitles | لكن لا أحد يُمْكِنُ أَنْ يَبْدوَ في حالة جيّدة تحت اضواء الزومبي هذه. |
"Görsel iniş için alan ışıkları" ve "ILS sistemi". | Open Subtitles | اضواء المضمارلهبوط نظري و نظام الهبوط الآلي |
Ama tekrar baktığımda ışıkları ve çalan kornayı fark ettim. | Open Subtitles | لكن عندما نظرت للاعلى مجددا كانت هناك اضواء و بوق السيارة يدوي |
Bir hatunu odana atarsın ışıkları loş yaparsın, bağlama çekmeye başlarsın sonra ben elimde testere ile dolaptan fırlarım! | Open Subtitles | العودة برفقة فتاة إلى غرفتك اغلاق اضواء الغرفة وتبدأ بالقيام بالواجب |
Onlar acil servisin ışıkları ve hastanın başındaki doktorlar. | Open Subtitles | هذه اضواء غرفة الاسعاف و الاطباء يحومون حول المرضى كلنا نعرف ذلك |
Burası şehrin en havalı kulübü olacak, bar DJ ve o ışıklar ve belki de bir koruma. | Open Subtitles | و نحضر بار مشروبات رائع و منضده دي جي , و اضواء ليزر و بواب |
Hadi ama. Hafif ışıklar ve karanlık figürler mi? | Open Subtitles | لكن هيا يا شباب اضواء لطيفة اشكال ظليلة؟ |
Gördüğüm en parlak çarpışma önleyici ışıklar. | Open Subtitles | إنه يمتلك اقوى اضواء رأيتها على الإطلاق |
Arizona eyaletinin üzerinde bazı ışık huzmeleri göründü ve bu olay, halen tam olarak açıklanamadı. | Open Subtitles | في اريزونا , اضواء شوهدت بالسماء وهذا لم يتم تفسيره بالكامل |
Herkes gibi diye düşündüm, insanlar parlak bir ışık görüyor. | Open Subtitles | مثل اي احد اخر كنت اعتقد ان الناس كانوا يرون اضواء منيرة |
Çok teşekkürler, Michael, şimdi evimize daha çok ışık almalıyız. | Open Subtitles | اشكرك كثيرا مايكل , الان يجب ان احصل على اضواء اكثر منك |
Biliyorum. Sadece daha evvel Vegas'ın ışıklarını görmedim de. | Open Subtitles | اعرف انا فقط لم ارى ابدا اضواء لاس فيجاس من قبل |
Senin noel ışıklarını bir yıldır indirmemen gibi sanki, kulağa biraz şüpheli geliyor. | Open Subtitles | ذلك يبدو مريبا مثل نظريتك بعدم أنزال اضواء عيد الميلاد |
Hayır, evlerinin yanından geçenler şaşırsın diye insanların günlerini harcayıp neden binlerce Noel ışığı astığını anlamak istiyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أريد أن أفهم لماذا الناس يقضون أيام وأيام فى اضاءة الاف من اضواء عيد الميلاد حتى تراهم الناس |
Stadyum ışıklarının altında oynayan büyük takım oyuncuları gibi hissediyorduk.. | Open Subtitles | تحت اضواء ستاذ عظيم |
Kırmızı çatı lambaları öğlen güneşiyle parlarken köpekler bile tamamen sessizdi. | Open Subtitles | "اضواء السقف الأحمر اديرت تحت شمس العصر, وحتى الكلاب صمتت قليلا." |