İlk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. | Open Subtitles | بدأت قليلا ببيع جسدها وبعدها اعتادت على المهنة |
Odamda uyumaya alıştı. Görünüşe bakılırsa, tüm yataklarımız doldu. | Open Subtitles | لقد اعتادت على النوم في غرفتي يبدو أنه لم يعد هناك فراش.. |
Bu yüzden, kendi gibi normal davranmaya alıştı sanırım. | Open Subtitles | اظن انها اعتادت على نفسها انه حطأنا اننا لم نجد حلا |
Saçına hep perma yaptırırdı ve kedinin yuvasını hiç temizlemezdi. | Open Subtitles | اعتادت على لف شعرها دائما ولم تنظف أبدا صندوق القط |
Annem bana, film yıldızı olursam diye imza provası yaptırırdı. | Open Subtitles | حسنا، والدتي اعتادت على ان تجعلني اتدرب لتوقيع التذكارات في حال اصبحت نجم سينمائي. |
Sizce buna alıştı mı? | Open Subtitles | أتقصد أنها اعتادت على ذلك؟ |