Ta ki Eskiden burada hasta olan birini bulana dek. | Open Subtitles | حتّى أعثر على شخص اعتاد على أن يكون مريضاً هنا |
İçeri gelip babanın Eskiden çalıştığı yeri görmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد الدخول لترى اين كان والدك اعتاد على العمل |
Uyuşturucu almamış kızların bu kadar sessiz olmasına alışkın değilim. | Open Subtitles | وانا لم اعتاد على فتيات بهذا الهدوء مالم يكونوا فى المجال الطبى |
Bu yeni hayatına alışabilirim doğrusu, Michael. | Open Subtitles | يمكنني ان اعتاد على حياتك الجديده, مايكل. |
Adının Victor olmasına alıştı. İsmi söylendiği zaman kafasını çeviriyor ya da koşuyor. | Open Subtitles | لقد اعتاد على مناداته بفيكتور ويدير رأسه او يستدير عند سماعه |
Güçlü bir adam, istediği her şeyi, istediği zaman elde etmeye alışmış. | Open Subtitles | الرجل ذو السلطة اعتاد على ان ينال مايريده فى الوقت الذى يريده |
Biliyorum, buna alışsam iyi olur. | Open Subtitles | أعلم و من الأفضل أن اعتاد على هذا |
Bir zamanlar tüm evde o yaşıyordu, inanabiliyor musun? | Open Subtitles | لقد اعتاد على أن يشغل المنزل بأكمله أتتخيلين ذلك |
Bunları kullanmaya alışıyorum, işaret dili falan öğreniyorum. | Open Subtitles | مثل ان اعتاد على استخدام هذه واتعلم بعض اشارات التواصل |
Ve Eskiden o da bana asikti. | Open Subtitles | وهو قد اعتاد على حبي بالمقابل لكني كنت لئيمة معه |
Eskiden narkotikte çalışıyordu esrar laboratuarlarını basıyordu. | Open Subtitles | اعتاد على العمل في مكافحة المخدرات قبض على العديد من مخبرات المخدرات السرية في الغابات الخلفية |
Yerel adresi yok. Eskiden bir demo ekibinde çalışıyormuş. | Open Subtitles | ليس هناك عنوان محليّ، اعتاد على العمل مع الفريق التجريبي |
Eskiden oraya gidip erzak tedarik ederdi. | Open Subtitles | اعتاد على الذهاب إلى هناك والحصول على المؤن |
Vücudunun neye alışkın olduğu belli, patlayacağın kesin. | Open Subtitles | وذلك لأن جسمك اعتاد على العادة فمحتمل أن تنفجر |
Tercihen acı çekmeye ve pis kokulara alışkın ve 3. | Open Subtitles | شخصٌ من بلاد العالم الثالث الذي اعتاد على المعانة والروائح الكريهة |
O, Uyuşturucu kaçakçılığına alışkın. | Open Subtitles | لقد اعتاد على تهريب المخدرات، ثم أمسكوا به |
Anlıyorum. Organize bir toplum. Buna alışabilirim. | Open Subtitles | أرى ذلك, إنّه منظم في كل شيء سوف اعتاد على ذلك |
Oh, sadece diyordum ki buna alışabilirim. | Open Subtitles | كنت مجرد اقول ... أنا يمكن ان اعتاد على هذا. |
Böyle bir manzaraya alışabilirim. | Open Subtitles | قد اعتاد على النظر لمناظر كتلك |
Yedi yılın sonunda alıştı artık. | Open Subtitles | طبيعةَ زوج والدتك بعد سبع سنوات، اعتاد على الأمر، |
Sanırım benim pek ortalarda görünmememe ve onun çözemediği bir yığın sorunum olmasına alıştı. | Open Subtitles | وأظنه اعتاد على عدم تواجدي وتواجد مشاكل كثيرة لا يستطيع حلها. |
Sürekli emir vermeye, sahiplenmeye alışmış bir adam... nasıl bu hale gelebilir? | Open Subtitles | كيف يمكن ان يحدث هذا لرجل قد اعتاد على ترتيب المستقبل؟ ..وفوق كل ذلك الإمتلاك؟ |
Buna ben de alışsam iyi olacak sanırım. | Open Subtitles | اظن ان علي ان اعتاد على ذلك ايضا |
Okulda olduğum zamanlar taklidimi yapar dururdu. | Open Subtitles | اعتاد على التحرش بي بعض الوقت حين اكون خارجا من فناء المدرسة للعودة |
Temiz havaya alışıyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت اعتاد على هذا الهواء النقى |