Eğer bana engel olursan, kirli oyunlar oynamam gerekecek. | Open Subtitles | إن اعترضت طريقي فسأستخدم أساليب قذرة بدوري |
Senin hayata tutunman gerekiyordu ve ben engel oluyordum. | Open Subtitles | كان عليكِ الاستمرار بحياتك وأنا اعترضت طريقك |
Benimle video konuşmanı yakaladı, sonra arabayı aldı. | Open Subtitles | اعترضت المحادثة بالفيديو معي، ثم أخذت السيّارة |
Zulu saat dilimine göre bu sabah 10.16'da Coronado Harp Limanı, Çinli nükleer denizaltısı Gui-Lin'den acil yardım çağrısı yakaladı. | Open Subtitles | في الـ10: 16 هذا الصباح, بتوقيت زولو اعترضت المحطة البحرية كورنادو |
Torchwood'dan bir radyo sinyali yakaladım, adı Clement MacDonald. | Open Subtitles | اعترضت بثاً من تورتشوود يحمل علامة تنبيه |
İki hafta önce, Başkan Heller'a bir suikast planı düzenlendiğine dair bir istihbarat yakaladım. | Open Subtitles | اعترضت قبل اسبوعين معلومة تخطط لمحاولة اغتيال الرئيس هيلر |
Yoluma çıkarsan senin de icabına bakmaktan çekinmem. | Open Subtitles | ولن أمانع القضاء عليك أيضاً إذا اعترضت طريقي. |
Taksime sizin çıkartmanızı yapıştıracaktım ama, şirket kurallarına aykırıymış, izin vermediler. | Open Subtitles | لقد كنت انوى ان اضع احد صورك على التاكسى... ولكن الشركة اعترضت على هذا لانة ضد سياستهم. ولكنهم لا يعرفون اىشىء. |
Halam karşı çıkana kadar oturma odasında kaldı. | Open Subtitles | لقد ظلّ في غرفة المعيشة حتى اعترضت عمّتي على ذلك |
Ondan kurtuldun çünkü sana engel oluyordu. | Open Subtitles | تخلّصتَ منها لأنّها اعترضت طريقك |
Donovan ve Fargo'nun Allentown-22C'den bir obje almalarına engel oldum. | Open Subtitles | لقد اعترضت محاولة (دونوفان) و(فارغو) في تحريك مصنوعة من (أليتاون |
Benim tek istediğim mutlu olman Thea. Buna engel olduğum için özür dilerim. | Open Subtitles | ما أردت لك قطّ إلّا السعادة يا (ثيا)، أعتذر أنّي اعترضت سعادتك. |
Birkaç ay önce CIA, Miller-Bluett'in araçlarına uyan şekilde Çin malı bir insansız hava aracı yakaladı. | Open Subtitles | منذ عدة أشهر، اعترضت وكالة الاستخبارات المركزية طائرة صينية بدون طيار تطابق "مواصفات شركة "ميلر-بليوت |
Sonra Daylight onunla bir kampanya çalışanı arasında bir telefon görüşmesi yakaladı. | Open Subtitles | بعدها "ديلايت" اعترضت مكالمة هاتفية بينه وبين موظفة في حملة انتخابية |
Zayıf bir iletişim yayını yakaladım. | Open Subtitles | لقد اعترضت إرسال الإتصالات الضعيف ،يا سيّدي |
Captain, Derin Uzay iletişimi yakaladım. | Open Subtitles | كابتن، اعترضت تواً بثاً من الفضاء السحيق |
İstasyondan bir haberleşme yakaladım. | Open Subtitles | - اعترضت فقط رسالة من المحطة. |
Ama sorun çıkarırsan, yoluma çıkarsan yemin ederim o kuru götünü buradaki yayın tepesine oturturum. | Open Subtitles | لكن لو أثرت المتاعب لو اعترضت طريقي أقسم أني سأرميك |
Taksime sizin çıkartmanızı yapıştıracaktım ama, şirket kurallarına aykırıymış, izin vermediler. | Open Subtitles | لقد كنت انوى ان اضع احد صورك على التاكسى... ولكن الشركة اعترضت على هذا لانة ضد سياستهم. |
Halam karşı çıkana kadar oturma odasında kaldı. | Open Subtitles | لقد ظلّ في غرفة المعيشة حتى اعترضت عمّتي على ذلك |