Yani kızgın olunacak kimse yok. Ben de ormana kızgınım. | Open Subtitles | لا يوجد احد اغضب منه لذا انا غاضبة من الغابة |
Belki de haklısın. kızgın olsam da cevap vermek beni onun seviyesine indirir. | Open Subtitles | هو يجعلني اغضب فقط لانزل الى مستواه المتدني |
Hata yaparsanız, büyük hata yapın. Bunun için size kızmam. | Open Subtitles | إذا ارتكبتم أخطاء لتكن كبيرة لن اغضب لذلك |
Bilemiyorum. Marie ne zaman imâlı veya adice bir şey söylese kızıyorum. | Open Subtitles | لا ، لا كلما قالت ماري شيئا مهيناً ووحشياً اغضب |
Tekrar beraber olma konusunda tereddütlerin olduğu için sinirlenmem pek de adil değildi. | Open Subtitles | و اعتقد انه لم يكن من العدل أن اغضب عندما ترددت لاستئناف علاقتنا |
Evet ama Paul'u kızdırdı. Daha büyük sorunlarımız var. | Open Subtitles | أعلم ذلك , ولكنه اغضب (بول) لدينا مشكلة أكبر |
Sinirlen. Sen kızınca daha çok hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | هذا جيد, اغضب يعجبني الأمر أكثر حين تكون غاضبا |
Bana dediğine göre, bu Fransızları gerçekten kızdırmış. | TED | كما قال هو حيث انه فعلا اغضب الفرنسيين جدا |
Sinirlenmek istememiştim. | Open Subtitles | -لم يجب ان اغضب منك |
Tamam, kızmayacağım. | Open Subtitles | لكن قبل ذلك عليك ان توعديني بأن لا تغضبي حسناً لن اغضب |
Doğum öncesi hediye partimizde söylediği şeyi düşündükçe hâlâ sinirleniyorum. | Open Subtitles | انا اغضب عندما اتذكر ماقالت لكي عند حمام الطفل |
Eğer programı aksatırsam, kızgın olacağım. | Open Subtitles | انا اغضب عندما لا استطيع الحفاظ على جدولي الزمني |
Çok kızgın olmalıyım, biliyorum. Hatta bağırıyor olmalıydım. | Open Subtitles | أعرف أنني يجب أن اغضب أعرف أنني يجب أن اصرخ |
Eğer yanınızdaysa kızgın değilim. | Open Subtitles | اذا كانت معكِ انا لست غاضة, اعدك لن اغضب او شيئاً |
Bu gece yaptığın o muhteşem konuşmadan sonra sana nasıl kızgın olabilirim? | Open Subtitles | كيف يمكن لي ان اغضب منك بعد الخطاب الرائع الذي القيته الليلة ؟ |
Hata yaparsanız, büyük hata yapın. Bunun için size kızmam. | Open Subtitles | إذا ارتكبتم أخطاء لتكن كبيرة لن اغضب لذلك |
Kesinlikle saçmalık, cidden kızıyorum insanlar bunu yapınca. | Open Subtitles | قطعا غير منطقي, وهذا ما يجعلني اغضب عندما يعمل الناس هكذا |
Sürekli sinirlenmem veya sana bu yüzden içerlemem de hiç adil değil. | Open Subtitles | ولايبدو عادلا ان اغضب او اقوم بالاستياء منك |
Bu sebeple üstlerini nafile yere kızdırdı. | Open Subtitles | .حيث اغضب ذلك مباشرة رؤساءه |
İşte böyle. Sinirlen. Bırak dışarı çıksın. | Open Subtitles | هذا رائع ، اغضب ونفس عما بداخلك |
İki harika insanı kızdırmış adamı indirin. | Open Subtitles | اخرجوا الى هنا واغمسوا هذا الرجل اللذي اغضب شخصين |
Sinirlenmek mi? | Open Subtitles | اغضب.. |
Sana kızmayacağım çünkü sana saygı duyuyorum ve adamımsın ama tuhaf bir şey. | Open Subtitles | انا لن اغضب منك لإنني احترمك .. وانت واحد من |
Elimde olmadan sinirleniyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن اساعد بل اغضب |
Ama Anne dedi ki, ..."öfkelen, öfkelen makinalara karşı ve her ne olursa olsun ışıktan uzak dur." | Open Subtitles | ولكن آني قالت اننا في حاجة الى, اغضب , اغضب ضد الماكينة" ولا يهم ماذا, ابقى بعيداً عن الضوء" |
Şimdi ben sinirlendiğimde delice şeyler yaparım. | Open Subtitles | عندما اغضب افعل اشياء جنونية . |