"افعل ذلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yap
• Bunu yapmak
• yaparım
• yapmam
• yapayım

Bu adam bilgisayara iki kalemle aynı anda nasıl çizdirebileceğini çözmüş: bilirsiniz, sen, kalem, bunu yap; sen, kalem, bunu yap.
تمكن هذا الشخص من جعل الكمبيوتر يرسم مستخدما قلمين مثل، أيها القلم : أفعل هذا، و أنت القلم الآخر افعل ذلك.

Artık satıcı falan değilim. Haydi bana bu iyiliği yap.
لم أعد أتاجر بالممنوعات هيا افعل ذلك لأجلي؛ أنت صديقي

Devam et, şimdi. yap. Silahımı al.
امضى الان , افعل ذلك خذ مسدسى , خذ مسدسى

Bunu yapmak zorundayım, Charlie... benim hakkımda ne yapacağını bilene kadar hoşçakal.
يجب ان افعل ذلك تشارلى طالما أنك تعلمين ما تفعلينه اتجاهى

Bunu yapmak istiyorum, ama böyle uzarsa, fikrimi değiştirebilirim.
اريد ان اقوم بهذا ، واذا تبين لي انك لاتريد ان افعل ذلك ، عندها سأغير رأي

Bu adam pazarlık edecek kadar zavallı durumdaysa, yaparım gider.
إذا هذا الرجلِ مثير للشفقةُ جداً أنا يَجِبُ أَنْ افعل ذلك.

Ama bunu yapmam için kayda değer bir savunmaya ihtiyacım var.
و لكن لكى افعل ذلك , انا فى حاجه لدفاع مقنع.

Bunu çıkartma zamanım geldiğinde, ...bunu, lütfen, bu rozetin hala baskıyı değil özgürlüğü temsil ettiğini bilerek yapayım.
عندما يجىء وقتى لنزعها من فضلكم اتركونى افعل ذلك لتعرفوا انى مازلت أؤيد الحرية وليس القمع

Çenesini kapatacaksa yap. Ayaklardan başla. Öfkeli.
افعل ذلك إن كانت ستسكت، ابدأ بقدمها، ما زلت غاضباً

Hemen yap, dünyanın sana bir borcu yok bir baltaya sap olamayanlar arasında yerini almak üzeresin.
افعل ذلك الآن و بسرعة لأن العالم لا يدين لك بأى أفضال و سواء عرفت أو لا

Ben hep seni kolladım. Benim için yap!
دائما كنت اتلقى كل شيء بالنيابة عنك افعل ذلك لأجلي

Pekala, her iki şekilde de ölü sayılırım, dolayısıyla bunu kendin yap, kancık.
سأموت فى الحالتين، لذا افعل ذلك بنفسك أيها الغبى

Fiyatları öğreneceğim. Git yap.
أحتاج أن أتحقق من عرضهم لأعرف كم يدفعون إذهب و افعل ذلك

Hala o gazeteciyle ilgileneceksin. İşini düzgün yap.
انت لازلت تعتني بتلك الصحفية، لذلك افعل ذلك جيدا.

- Bunlari patlatabilirim, sorun değil. - Öyleyse yap!
ـ أستطيع تحريرهم لا مشكلة ـ افعل ذلك إذن

Bunu yap ve önünde yeni bir dünya açılacağına yemin ederim.
افعل ذلك وأعدك أن العالم كله سيفتح أبوابه لك

Bunu yapmak istemiyorum. Ağzını kapalı tut. Sürekli konuşulmasından nefret ediyorum!
لا اريد ان افعل ذلك ابقى قمك مغلقا كل شيء يتمحور دائما حول الكلام

- Evet, bizimki kömür madencisi. - Evet ama ben Bunu yapmak istemiyorum. İzleyenlerin hatırlayacağı türden bir şey yapmak istiyorum.
نعم , ومقاطعتي مشهورة بعمال استخراج الفحم نعم , ولكني لن افعل ذلك

Evrenimiz hakkında şaşırtıcı ve ilgi çekici bir sonuca ulaşacağız, ve bakış açımı gösterebilmek adına izin verin önce Higgs'in ne olduğunu anlatayım, ve Bunu yapmak için de, Big Bang'den saniyenin on milyarda biri kadar sonraya gitmemiz gerekiyor.
سوف نجد نتيجة مفاجاة و مثيرة للفضول عن كوننا, و حتى أشرح قصدي, دعوني أخبركم عن ماذا يتحدث هيقز, و حتى افعل ذلك, لابد من العودة الى العشر من الجزء من المليار من الثانية قبل الانفجار الكبير.

Bugün zaten birini vurdum. Gerekirse bir daha yaparım.
انا اطلقت النار على شخص بالفعل اليوم لا يهمني ان افعل ذلك مرة اخرى

Böyle bir şeyi asla yapmam, Kaptan, fakat şu piliçleri Baron Gruda'ya sattığını gördüğüm için, ilkin onlarla biraz oynaşmanın bir zararı olamayacağını düşündüm.
حاشى ان افعل ذلك سكيبر ولكن لا ارى ضيرا من التسلي قبل تسليمهم للبارون غرودو اعتقد بان التسلية لاضرر منها

İzin ver ben yapayım. Milyonlarca kez yaptım bunu.
دعنى افعل ذلك لقد فعلت ذلك حوالى مايون مرة