Sabahın 4'ünde sübyancının evine girdim ve patlayana kadar beysbol sopasıyla adamın taşaklarına vurdum. | Open Subtitles | لذا اقتحمتُ عليه منزله بالرابعة صباحاً، وأبرحته ضرباً بمضرب بيسبول حتّى تهتك جسده. |
Yani evet, ofisine girdim ve hafıza kartını alarak yok ettim. | Open Subtitles | لذا، نعم، اقتحمتُ مكتبه، أخذتُ الذاكرة، ودمّرتها. |
Mahzenine girdim ve bunu çaldım. Bunun sayesinde bacaklarım var. | Open Subtitles | اقتحمتُ قبوه وسرقتُ هذا السوار الذي يتيح لي السير على اليابسة |
O yüzden Wendell'in evine girdim ama tek bulduğum "Depo Yeri" damgalı bir anahtardı. | Open Subtitles | لذا اقتحمتُ شقة (ويندل)، وكلّ ما وجدتُه كان مُفتاحاً، عليه علامة ""وحدة تخزين". |