Eğer böyle hissediyorsan sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | اذا كان هذا هو شعورك اذا هنالك شئ يجب ان اقوله لك |
Bak, çok meşgul olduğunun farkındayım ama sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | انظر, اعلم انك مشغول مجنون, لكن هناك شي احتاج ان اقوله لك. |
Sadece onunla konuşma istiyorum. Sana söyleyecek bir şeyim yok. Seni ya da onun kocasını tanımam. | Open Subtitles | ليس لدى ما اقوله لك يا سيدى انا لا اعرفك ولا اعرف انك زوج تلك المرأة؟ |
Sana söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء اقوله لك |
Hayır. Hayır, bu... bu yüzden söyleyeceğim şeyi sana... söylemek istedim. | Open Subtitles | لا, لهذا السبب اريد ان اقول لك ما سوف اقوله لك |
Sana söylediğim tam da bu. Ve jüriye söyleyeceğim şey de bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما اقوله لك وهذا بالضبط ما ساخبر به المحلفين |
Dinle, Çikolata Devi ne Dediğimi anlıyorsun başını oraya çevir. | Open Subtitles | اسمع.يا عملاق الشكولاتة. انت يجب ان تفعل ما اقوله لك. |
Ya Dediklerimi yapar ve yaşarsın,... ya da boşu boşuna ölürsün. | Open Subtitles | إما أن تفعل ما اقوله لك وستعيش، وإما ألا تطيع أوامري |
Sana söyleyeceğim şey doktor-hasta arasında kalır, değil mi? | Open Subtitles | اي شئ اقوله لك سيكون ... كمعاملة الطبيب لمريضة السرية،صحيح؟ |
sana söylemem gereken birşey var. | Open Subtitles | هناك شيء لا بد لي من ان اقوله لك . |
Norville, sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | "نورفل" هناك شيء يجب ان اقوله لك |
- sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | - هناك شيء يجب ان اقوله لك فعلاً |
Dinle, Limbaugh, benim adım Brian Griffin, ve Sana söyleyecek bir çift lafım var. | Open Subtitles | إستمع,(ليمبو),إسمي (برايان غريفين) ولدي شيء اقوله لك |
Sana söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ كي اقوله لك |
Sana söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي ما اقوله لك |
Bak, sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | هناك ما يجب ان هناك شيء اريد ان اقوله لك |
Biliyor musun, uzun zamandır sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | تعلمين , هنالك شيء كنت احاول ان اقوله لك منذ مدة طويلة |
sana söylemek istediğim birşey var. | Open Subtitles | لدي شيء أريد ان اقوله لك حسناً.. |
Ve Sana söylediğim herşeyi yapmalısın. | Open Subtitles | وان تنفذ كل ما اقوله لك |
Sana söylediğim şey de bu işte. | Open Subtitles | هذا ما اقوله لك |
İşlerin nasıl yürüdüğünü bilirim. Dediğimi yaparsan her şey düzelecek. | Open Subtitles | أنا اعرف كيف تجري الأمور فقط افعل ما اقوله لك وسنكون بخير |
Dediklerimi harfiyen yap ki Jimmy Valmer'ın başına gelecek şeylerden emin olalım. | Open Subtitles | فقط أفعل ما اقوله لك وسنستطيع التأكد أن جيمي فالمير سيحصل عي مايستحقه |
Sana söyleyeceğim bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء أريد أن اقوله لك |