Aslında böyle yaratıkları burada, yeryüzünde de bulabileceğimi fark ettim. | TED | ولكني اكتشفت أنني أستطيع إيجاد هذه المخلوقات الفضائية على الأرض. |
Ve kısa sürede gerçekten faydamın olmadığını fark ettim. Çünkü alışık olduğum ekipmanlar yoktu. | TED | سرعان ما اكتشفت أنني بلا فائدة، لأنه لم تعد هناك كل تلك المعدات التي قد اعتدت على توفرها. |
Eşyaları düşüncelerimle hareket ettirebildiğimi, o zaman fark ettim. | Open Subtitles | بعدها اكتشفت أنني أستطيع تحريك الأشياء بعقلي |
Sonra kanser oldum - ya da kanser olduğumu öğrendim. | TED | ثم أصبت بالسرطان أو اكتشفت أنني مصابة بالسرطان. |
Sen ayrıldıktan sonra, 3 aylık hamile olduğumu öğrendim. | Open Subtitles | بعد رحيلك اكتشفت أنني حامل في الشهر الشالث |
Hasta olduğumu öğrenince beni terk etti. Kendini rahat hissedemiyormuş. | Open Subtitles | هجرتني عندما اكتشفت أنني مريضاً وقالت انها لم تكن تشعر بي |
Hamile olduğumu öğrendiğimde bunlar son bulmuştu. | Open Subtitles | توقفت عن تناولها مجرد أن اكتشفت أنني حامل |
Artık devletle hesaplaştığımı düşünüyordum, ama birkaç gün sonra anladım ki yanılmışım. | Open Subtitles | تصورت أنني والحكومة تعادلنا لكن بعد أيام قليلة اكتشفت أنني كنت مخطئاً |
Kapiya vardigimda kimligimi unuttugumu fark ettim. | Open Subtitles | حينما وصلتُ للبوابة اكتشفت أنني نسيت بطاقة تعريفي |
Otobüsteyken birden daha hiçbir sey yemedigimi fark ettim. | Open Subtitles | كنت في الحافلة و اكتشفت أنني لم أتناول شيئاً |
Evet, aslında içimden buraya gelmeyi hiç istemiyordum ama fark ettim ki ne gerekiyorsa yapmaya razıydım çünkü evde bu meseleyi aşamayacaktım. | Open Subtitles | أجل, في أعماق أعماقي حقاً لم أرغب بالحضور إلى هنا لكنني اكتشفت أنني كنت أرغب |
Hayır, ikimizin de aynı şeyi istediğini ve birbirimize yardımcı olabileceğimizi fark ettim. | Open Subtitles | لا, لقد اكتشفت أنني أنا و أنتِ نريد نفس الشيء, و يمكننا أن نساعد بعضنا |
Tüm bu zaman ellerimin cebimde olduğunu fark ettim, bu yüzden evli bile olduğuma dair fikri yoktu. | Open Subtitles | ومن ثم اكتشفت أنني كنت واضعاً يدي في جيبي طوال الوقت لذلك لم تكن تعلم أنني متزوج |
Kalbimin derinliklerine baktığımda onu daima sevdiğimi fark ettim. | Open Subtitles | عندما بحثت بقلبي، اكتشفت أنني لطالما أحببته. |
Sen komadayken, hamile olduğumu öğrendim. | Open Subtitles | عندما كنت في غيبوبة اكتشفت أنني كنت حامل |
Sen gittikten iki ay sonra, hamile olduğumu öğrendim. | Open Subtitles | بعد شهرين تركت، اكتشفت أنني كنت مع الطفل. |
Ne fark edecekti? Diğeri gammaz olduğumu öğrenince ne olacaktı? | Open Subtitles | وإذا كان الرجل الآخر اكتشفت أنني كنت واش، |
Hamile olduğumu öğrenince kaleyi terk ettim. | Open Subtitles | حين اكتشفت أنني حامل بطفل تركت البلاط |
O silahtan, bir geri alım programında hamile olduğumu öğrendiğimde kurtuldum yürüyüşten tam bir yıl önce. | Open Subtitles | تخلصت من ذلك السلاح في برنامج إعادة شراء عندما اكتشفت أنني كنت حبلى قبل سنة كاملة من التجمع |
Hamile olduğumu öğrendiğimde, ben de hazır olduğumu düşünmüyordum. | Open Subtitles | عندما اكتشفت أنني حبلى... لم أكن أظن أنني مستعدة أيضاً |
Ama anladım ki, sana ihtiyacım yok. | Open Subtitles | ولكن ... اكتشفت أنني لست في حاجة لك. |