Evlendiğini görünce şaşırdım. Bıraktıklarından daha emin bile değildim. | Open Subtitles | مُتفاجئ أنكَ تزوجت لَم اكُن واثقاً أنهم سيرمون بعد. |
Bilemiyorum, olay sırasında orada değildim. | Open Subtitles | لا اعلم ، لم اكُن هناك حينما حدثت. |
Dediğimde tamamen dürüst değildim. | Open Subtitles | لم اكُن صادقة للغاية عندما قُلتُ |
Değerli değildim. - Tanıdık görünüyor mu? | Open Subtitles | لَم اكُن جديراً بذلك. |
değildim. | Open Subtitles | لَم اكُن مُستعدة. |
Garip olan şey, tüm gece annemi veya Brigette'i düşünmek için uyanık değildim öyle olması gerektiği halde. | Open Subtitles | الغريب في الامر انّي لم اكُن (أُفكر في اُمي او في (بريجيت والذي من المُفترض ان افكر في كُل شيء حدث. |