Annem ve babamla pazar günleri kiliseden sonra brunch için buraya gelirdik. | Open Subtitles | اعتاد والديّ على إحضاري هنا لوجبة الفطور والغداء بعد الكنيسة أيام الآحاد |
pazar harici öğleden sonraları görüşmüyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نرى بعضنا في الظهيرة، عدا ظهيرة الآحاد. |
pazar günleri, durduğum yerden seni görmediğimi sanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد أننى لن أراك أيام الآحاد من حيث أقف |
Buraya kahvaltıya geliyor çünkü pazarları böyle yapardı. | Open Subtitles | و تأتي للإفطار لأن هذا ما اعتادت على فعله أيام الآحاد |
Alfabe çorbası gibi ama harfler yerine birler ve sıfırlardan oluşuyor. | Open Subtitles | انه مثل حساء الأبجدية ولكن انها من الآحاد والأصفار بدلاً من الحروف |
Geçen pazar, İngiltere Kilisesi Misyoner Topluluğu'na yapılan bağış 18 şilin 11 peni olmuştur. | Open Subtitles | في الآحاد الماضية قمنا بجمع مساعدات للكنيسة الأنجيلية التبشيرية بمجموع 18 شلن، أحسنتم جميعاً |
pazar sabahları genelde çıkıp gazeteyi alır, kahvaltı yaparım. | Open Subtitles | صباح أيام الآحاد عادة أخرج لإحضار الجريدة و تناول الإفطار |
pazar sabahları genelde çıkıp gazeteyi alır, kahvaltı yaparım. | Open Subtitles | صباح أيام الآحاد عادة أخرج لإحضار الجريدة و تناول الإفطار |
Ciftci aile pazar yemeğine oturur. | Open Subtitles | بيت العائله الريفي القديم يقيم حفلات العشاء أيام الآحاد |
Onu burada görmek garip. Çoğu pazar fahişeleriyle takılır. | Open Subtitles | .من المضحك رؤيته هنا معظم أيام الآحاد يكون برفقة عاهرات |
Haftada üç kez kiliseye giderdik ve annem pazar okulunda da ders verirdi. | Open Subtitles | كنا نذهب للكنيسة ثلاثة أيام في الأسبوع حتى إنها كانت تٌدّرس في أيام الآحاد |
Her pazar, oraya gidip, istediğin ve istemediğin,.. | Open Subtitles | أيام الآحاد, تجولي في منطقة الشاطيء, ستجدين بعضا مما تحتاجينه, |
pazar günleri senin gibiler Bağdat caddesine bu yüzden çıkıyorlar. | Open Subtitles | تعرف أن أمثالك يخرجون فى شارع بغداد أيام الآحاد فقط لهذا السبب |
Yağmurlu günler ve pazar günü gibi, ama bekarlığa veda partilerini severim. | Open Subtitles | مثل الأيام الممطرة , أيام الآحاد لكن أحب حفلات العزوبية |
Aptalca gelebilir, ama küçük bir kızken, seninle dans derslerine giderdik, pazar günleri. | Open Subtitles | قد يبدو الأمر سخيفاً لكن أتعلمين عندما كنت فتاة صغيرة إعتدت الذهاب لدروس الرقص أيام الآحاد |
Yeğeninin adı pazar günleri, bira içme yarışı yaptığımız şehir mi olacaktı? | Open Subtitles | أكان يمكن لابنة أختكَ أن تسمّى تيمّناً بمدينة كنّا نسرق فيها الجعّة أيّام الآحاد |
Yeğeninin adı pazar günleri, bira içme yarışı yaptığımız şehir mi olacaktı? | Open Subtitles | أكان يمكن لابنة أختكَ أن تسمّى تيمّناً بمدينة كنّا نسرق فيها الجعّة أيّام الآحاد |
Artık sürekli oralardayım. pazarları bana yemek yapıyor. | Open Subtitles | أنا موجود معها كثيراً هذه الأيام، وهي تعد لي الطعام أيام الآحاد |
yazın, annem, bana ayakkabılarımı giydiremezdi, pazarları hariç. | Open Subtitles | في الصيف أمي لم تستطع إلباسي الحذاء عدا الآحاد |
Hepsi bu birler ve sıfırlardan kaynaklanıyor. | TED | كل ذلك مرتبط بتلك الآحاد والأصفار. |
Yanlış adama söylüyorsun. Sadece bir ve sıfırlardan ibaretsin. | Open Subtitles | أنت فقط حفنة من الآحاد والأصفار |