Onun yanına gitmek için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب كي أذهب اليه، لأني |
Şu an vicdanınla bir gece geçirebileceğin bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب ليكون لها ليلة واحدة تقف مع ضميرك. |
Zaman, şirketimizin karşılaştığı trajik ve utanç verici bu kaybı teknolojiden sorumlu başkanımıza yükleme zamanı değildir. | Open Subtitles | و الآن ليس الوقت لتحمل الخسارة المخزية و الفادحة لرئيس القسم التكنولوجي لشركتنا |
Şimdi zamanı değil. | Open Subtitles | علينا أن نقاتلهم الآن ليس الوقت المناسب |
Bakın,şu an pek iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب |
- Ama... - ...şu an zamanı değil. | Open Subtitles | لكن الآن ليس الوقت المناسب فعلاً |
Birbirimize soracağımız çok şey var ama şimdi sırası değil. | Open Subtitles | بقدر الأسئلة التي نريد أن نسألها لبعضنا البعض، لكن الآن ليس الوقت المناسب |
Şimdi hiç zamanı değil. Misafirim var. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب لديّ صحبة |
Hamptons'ta. Bakın, şu an benim için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | انظروا، الآن ليس الوقت المناسب بالنسبة لي. |
Carl, Ben de seninle konuşmak istiyorum, fakat şimdi doğru zaman değil. | Open Subtitles | كارل, أريد التحدث لك,لكن الآن ليس الوقت المناسب |
Hastanemde çekim yapmak için iyi bir zaman değil şu an. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المثالي لك لتكون في مشفاي |
Öyle bir kararı vermek için şu an doğru zaman değil. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب ل تفعلي مثل هذه القرارات |
Zaman, şirketimizin karşılaştığı trajik ve utanç verici bu kaybı teknolojiden sorumlu başkanımıza yükleme zamanı değildir. | Open Subtitles | و الآن ليس الوقت لتحمل الخسارة المخزية و الفادحة لرئيس القسم التكنولوجي لشركتنا |
- Sana söylemiştim . - Evet, Tom söyledin . Teşekkür ederim.Ama Şimdi zamanı değil . | Open Subtitles | شكرا لك ، ولكن الآن ليس الوقت المناسب |
Baba, Şimdi zamanı değil! | Open Subtitles | - الأب، هو الآن ليس الوقت المناسب! - أين أخوك؟ |
Şimdi zamanı değil | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب. |
Skyler, şu an pek müsait değilim. | Open Subtitles | أوَتعلمين يا (سكايلر)، الآن ليس الوقت المناسب لي إتفقنا؟ |
Abuddin seçimlerini dört gözle bekliyorum. Fakat şu an zamanı değil. | Open Subtitles | إني أتطلّع لانتخابات في (عبودين) لكن الآن ليس الوقت المناسب |
Haklısın, şimdi sırası değil. | Open Subtitles | أنت محقة، الآن ليس الوقت المناسب |
Şimdi hiç zamanı değil dostum. | Open Subtitles | الآن ليس الوقت المناسب يا رجل |