Peder Bobby ise basketbol oynarken konuşmayı severdi. | Open Subtitles | الأب بوبى كان يحب أن يتكلم أثناء الضرب والدفع أثناء اللعب |
Peder Bobby'yle birlikte bir hastanenin üçüncü katındaki koğuştaydık. | Open Subtitles | جلسنا مع الأب بوبى فى حجرة المستفى, لزيارة جون |
Ama kimse Peder Bobby'yi gelmekten alıkoyamıyordu. | Open Subtitles | لكن لا أحد يمكنه ان يوقف الأب بوبى عن الزيارة |
Ne Peder Bobby'nin, ne Kral Benny'nin, ne Şişko Mancho'nun... ne de annemin. | Open Subtitles | ليس الأب بوبى, الملك بيننى, ولا مانشو السمين |
Peder Bobby bu işe kalkışacaksa... neye bulaştığını bilmeye hakkı vardı. | Open Subtitles | اذا كان الأب بوبى سوف يتورط فى الأمر له الحق أن يعلم ما الذى سيتورط فيه |
Peder Bobby, olayın peşini bırakmadı. | Open Subtitles | الأب بوبى لم يدع هذا الموقف يهدء |
Peder Bobby iyi bir tetikçi olurdu. | Open Subtitles | الأب بوبى كان فعلآ رجل مؤذى بحق |
Batı Yakası'nın çengel atışı ustası Peder Bobby Carillo... cinayeti örtbas etme planımızın anahtar kişisiydi. | Open Subtitles | الأب بوبى كاريلو, الكاهن وصاحب أفضل ضربة خطافية فى الحى الغربى بقى المفتاح الى الخطة الى دعت الى كل الأمور المعقدة للخروج من الجريمة |
Shakes, Peder Bobby'yle bir daha konuşsun. | Open Subtitles | هل تحدث شاكيس الى الأب بوبى ثانية |
Peder Bobby'yle konuştuğunda onun yanındaydım. | Open Subtitles | أنا كنت معه عندما تكلم الى الأب بوبى |