Muhtemelen vücut çalışıyor. Yüzünde bir yara izi falan olabilir. | Open Subtitles | وهو شخص قوي البنية وربما كان يمارس تمارين كمال الأجسام |
Cüzam kolonisindeki cesetler oradan kaldırılmış. | Open Subtitles | الأجسام في مستعمرة المصاب بداء الجذام له كلّ أزيل. |
Neden Cesetleri böyle dizerek başlarını belaya soksunlar? | Open Subtitles | لماذا سببوا المشكلة؟ ليضعوا الأجسام هكذا |
Bu kadar pas oluşumunu ve aşağıdaki cesetlerin durumunu başka nasıl açıklarım bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كم ما عدا ذلك لتوضيح المدى التآكل أو إنحطاط الأجسام. |
Leningrad savaşında, topçularınız için kum torbası yerine donmuş ceset kullandığınız doğru mu? | Open Subtitles | أخبرنى يا جنرال ، هل حقيقى أنه في حرب ليننجراد أنك استخدمت الأجسام المجمدة بدلا من أكياس الرمل لمدفعيتك ؟ |
Ne kastettiğimi size şöyle açıklayayım; bunu nesneleri moleküler ölçeğe küçülterek yapar. | TED | وسأفسر ما أقصده بذلك، بتخفيض مقياس تلك الأجسام إلى مستوى الجزيئات. |
Bazı durumlarda, atletik performansı ileri taşıyacak olan bedenler için araştırmalar, Kenyalı mesafe koşucuları gibi, daha önce yarışmalara hiç katılmamış olan insan topluluklarını rekabet dünyasına katmak ile sonuçlandı. | TED | وفي بعض الحالات، البحث عن الأجسام التي من شأنها أن تُحسن من أداء ارياضيين نتج عنه تقديم أشخاص للعالم المتنافس لم يكونوا يتنافسون مطلقًا من قبل، مثل عدائي المسافات الكينيون. |
Trafikte o kadar beklediğimde en azından bana bir kaç ezilmiş beden gösterseler. | Open Subtitles | عندما أنتظر في المرور ،كل هذه المدة على الأقل يمكنهم أن يروني بعض الأجسام المشوهة |
Bu tedaviler bir gün tıpta devrim yaratabilir ve sonsuza kadar içinde yaşadığımız vücutları dönüştürebilir. | TED | يومًا ما قد تُحدث هذه العلاجات ثورةً في الطبّ وتغيّر، للأبد، الأجسام التي نحيا بها. |
Eğer vücut geliştirmeyi keşfetmemiş olsaydı, hikayesi o anda biterdi. | Open Subtitles | كانت قصته ستنتهي هُناك لو لمْ يكتشف لعبة كمال الأجسام |
O anda, eski günler canlandı. Basket oynamayı, vücut geliştirme kadar çok seviyordu. | Open Subtitles | في بعض الأحيان، الحنين يعيده أحب لعب الكرة بقدر حبه لكمال الأجسام الآن |
vücut geliştirme ilaçlarına ilave edilen madde hakkında bir teorisi var. | Open Subtitles | لكن نظريته المعتقدة هي أنه أشبه بمكمل غذائي متطور لبناء الأجسام |
Roswell, New Mexico. Uzay gemisi ve cesetler buldunuz! | Open Subtitles | روزويل رووزويل نيو مكسيكو أما كان عندكم السفينة الفضائية وتلك الأجسام ؟ |
Bakalım cesetler nereye gömülmüş. | Open Subtitles | سأعمل خلاصة على كلّ ملاك الأراضي الوحيدون في المنطقة، شاهد أين الأجسام مدفونة. |
"Yeterli derinliğe ulaşıp, Cesetleri atmaya başladığımızda, anladık!" | Open Subtitles | وعندما تبلغ الحُفر عُمقاً كافياً بدأنا فى رمي الأجسام إليهم |
Cesetleri ve ceset parçalarını çıkarmak onu çok etkiledi. | Open Subtitles | يستعيد الأجسام أو أعضاء الجسم وهو ما أثر عليه بعمق |
cesetlerin çakıl gibi ortalıkta yattığı bir çağdayız. | Open Subtitles | اٍننا نعيش في عصر ترقد فيه الأجسام حول الشوارع كالحصى |
Donmuş ceset hikayesini sevdim. | Open Subtitles | تحياتى ، لقد أعجبتني فكرة الأجسام المجمدة |
Bu yolla günlük nesneleri mikrofona dönüştürebiliriz. | TED | بهذه الطريقة، باستطاعتنا تحويل الأجسام في المايكروفونات. |
Ortada hiç sebep yokken kendi kendine ateş alan bedenler. | Open Subtitles | الأجسام وضعت ملتهبة بدون سبب حاسم من الإحتراق. |
Zihin ilerler ama beden sıkıcı işleri yapmaya devam eder. | Open Subtitles | يمكن للجهاز التخطي لكن الأجسام ما تزال هنا |
Bir gün bu vücutları kaybedecek olduğumuz gerçeği daha fazlasını istememe neden oluyor. | Open Subtitles | حقيقة ان يوماً ما سنفقد هذه الأجسام تزيدني برغبة |
buna benzer cisimlerin dünyanın her yanına indiğine dair raporlar alıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتلقى تقارير أن الأجسام مماثلة هبطت ديك كل أنحاء العالم. |
Aday cisimler her sabah Pan-STARSS çalışanları tarafından inceleniyor ve genellikle pek önemli olmadıkları anlaşılıyor. | TED | كل صباح، يفحص طاقم التلسكوب الأجسام المحتملة وعادةً ما يكتشفون أنها أمور بسيطة. |
Peki ya virüs varsa ama vücudu gerekli antikoru üretemiyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو لم يكن الفيروس هو من ينتج الأجسام المضادة؟ |
Basit bir grafikte, dairelerle gösterilen objeler düğüm, birleştiren çizgiler de kenar olarak biliniyor. | TED | في الرسم البياني الأساسي, الدوائر تمثل الأجسام المعروفة بالرؤوس، بينما الخطوط التي تصل بينها تسمى الأضلاع. |
Tanımlamak gerekirse, benim gördüğüm de dâhil, UFO'lar tanımlanamıyor. | TED | حسب التعريف، فإن الأجسام الغامضة، بما فيها ذلك الذي رأيته، غير معروفة. |
Birkaç dakika içinde fazla olan ısınmış vücutlar bizimkiler olacak. | Open Subtitles | خلال دقائق قليلة، سنكون الأجسام الدافئة الوحيدة التى يمكنهم تمييزها. |