Bu duruma kısa vadede ve uzun vadede biraz bakacak olursak, | TED | أريد أن أنظر في هذا الموضوع أكثر على المدى القصير والمنظور طويل الأجل. |
- Kısa vadede, birkaç margarita içeceğim. | Open Subtitles | فى الأجل القصير ، سأتناول بعض المارجريتا |
Bak, vergi dairesinden ve çocuk vakfından kısa süreli borç almam gerekiyor ama senin iznin olmadan alamıyorum çünkü ikinci imza senin. | Open Subtitles | لا أريد إلا قرضاً قصير الأجل من حساب التقاعد ووديعة الولد لكن لا يمكنني الحصول عليه إلا بإذنك بصفتك شريكة في التوقيع |
Zaman içinde bu sürekli gözetim sayesinde bağışıklık sistemi başka bir fayda daha sunar: uzun süreli bağışıklık kazanmamıza yardım eder. | TED | ومن خلال المراقبة الثابتة مع مرور الوقت، يمنح الجهاز المناعي فائدة أخرى: مساعدتنا على تطوير مناعة طويلة الأجل. |
Bu kısa vadeli çözüm, ama bir de uzun vadeli çözüme ihtiyacınız var. | TED | هذا هو الحل على المدى القصير ولكنها تحتاج أيضا إلى حل طويل الأجل. |
Bu durum kısa vadeli satışları tehlikeye atmış olabilir; ama, paylaşılan değerlere dayalı, devamlı ve uzun vadeli bir bağlılık da oluşturmuştur. | TED | قد يكون يؤثر على المبيعات في المدى القصير، لكنه يبني ولاء دائم وطويل الأجل استناداً على القيم المشتركة. |
Tişört gibi uzun ömürlü bir ürün elde etmek için bu evre gereklidir. | TED | هذه المرحلة أساسية لتشكيل مادةٍ طويلة الأجل تستخدم في، على سبيل المثال، القمصان. |
Bize bıraktığı uzun dönem etkilerini hala bilmiyoruz. | Open Subtitles | زلنا لم نعرف كيف ستتركنا هذه الآثار طويلة الأجل |
Yani, kim bilir uzun vadede etkileri ne olacaktır? | Open Subtitles | من جهاز صنعه الإنشنتس ، أعني من يعلم ما هو نوع الآثار الطويلة الأجل التي يمكن أن تحدث لي ؟ |
Çoklu alıcılar hediye paketleriyle ödeme dengesi oluşturacaklar ve bu sayede senin de uzun vadede minimum risk ve temettü ile borç havuzundan pay alma hakkın doğacak. | Open Subtitles | الكثير من المشتري يلفون فيها الهدايا وحتى تشتري أسهم بيع الديون تولد عائدات طويلة الأجل باالحد الأدنى من المخاطرة |
Burada bu görevin potansiyelini ve uzun vadede uygulanabilirliğini değerlendirmek amacıyla bulunuyorum. | Open Subtitles | انا هنا لتقييم الإمكانيات والاستمرار فى الأجل الطويل لهذه المهمة |
Böyle paylaşmalı bir çözüm uzun vadede olmaz gibi geliyor. | Open Subtitles | لا أعرف لو كان أمر مُشاركة الوقت حلّ جيّد طويل الأجل. |
Uzmanlar bu araştırmanın aslında 10 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini, ve daha fazla uzun süreli araştırmaların yapılması gerektiğini söylüyorlar. | TED | يقول الخبراء أن البحوثات موجودة لأكثر من عقد من الزمان، و يجب إجراء المزيد من الدراسات الطويلة الأجل. |
Gerekli çevre koşulları ve uzun süreli bir ilaç tedavisiyle siz de benim gibi olabilirsiniz. | Open Subtitles | بالبيئة الصحيحة و برنامج طبى طويل الأجل يمكنكما أن تصبحان مثلى |
"Suçlu değil" oyunu verdikten sonra onların kısa süreli hafızalarını sileceğiz. | Open Subtitles | سنقوم محو هذه الأمور قصير الأجل ذكريات بعد أن التصويت غير مذنب. |
Bana göre temel engel erken yaşta eğitimden gelen faydaların uzun vadeli niteliği. | TED | وأعتقد فعلاً أن المعوّق الأكثر تأثيراً هو الطبيعة طويلة الأجل للإستفادة من برامج الطفولة المبكرة. |
Sosyal bilimciler tarafından, hükûmet tarafından üzerinde çalışıldı. Hepsi ümit vaat eden yeni yöntemler ve uzun vadeli düzeltmeler. | TED | درسها علماء الاجتماع، ودرستها الحكومة، كما تعلمون جميعها واعدة، ويحدونا الأمل أنها طرق جديدة وإصلاحات طويلة الأجل. |
Bu, uzun vadeli öğrenme yeteneğine ve problem çözmeye zarar verebilir. | TED | وهذا قد يؤذي القدرة على التعلّم طويل الأجل وحلّ المشكلات. |
Bu nedenle kanser tuhaf, kısa ömürlü, kendi kendine zarar veren bir yaşam formu olarak düşünülebilir -- evrimsel bir çıkmaz. | TED | لذا فمن الممكن التفكير في السرطان علي انه كائن غريب قصير الأجل ومدمر طريقه في التطور خارج الجسد مسدود |
Duygular, meydan okumalara ve fırsatlara karşı kısa ömürlü şiddetli tepkilerdir. | TED | الأحاسيس هي استجابات مكثفة قصيرة الأجل للتحدي والفرص. |
Programlama seminerim için dönem projeleri. | Open Subtitles | مشاريع طويلة الأجل لندوتي حول الترميز |
AirDynanisis* i kurduk. benim gibi, büyük havacılık şirketleri için büyük çaplı, yıllar süren bir projede çalışmak istemeyenlerle, böylece kendi küçük projemizi yaptık ve şirket yavaş yavaş büyümeye başladı. | TED | ثم حصلنا على مشروع AirDynanisis ، ولكنني كنت لا أحبذ العمل مع شركات تصنيع الطيران في المشاريع الطويلة الأجل ، لذلك عملنا على مشاريع صغيرة ، وأخذت الشركة في التطور تدريجيا. |