ويكيبيديا

    "الأجل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • vadede
        
    • süreli
        
    • vadeli
        
    • ömürlü
        
    • dönem
        
    • süren
        
    Bu duruma kısa vadede ve uzun vadede biraz bakacak olursak, TED أريد أن أنظر في هذا الموضوع أكثر على المدى القصير والمنظور طويل الأجل.
    - Kısa vadede, birkaç margarita içeceğim. Open Subtitles فى الأجل القصير ، سأتناول بعض المارجريتا
    Bak, vergi dairesinden ve çocuk vakfından kısa süreli borç almam gerekiyor ama senin iznin olmadan alamıyorum çünkü ikinci imza senin. Open Subtitles لا أريد إلا قرضاً قصير الأجل من حساب التقاعد ووديعة الولد لكن لا يمكنني الحصول عليه إلا بإذنك بصفتك شريكة في التوقيع
    Zaman içinde bu sürekli gözetim sayesinde bağışıklık sistemi başka bir fayda daha sunar: uzun süreli bağışıklık kazanmamıza yardım eder. TED ومن خلال المراقبة الثابتة مع مرور الوقت، يمنح الجهاز المناعي فائدة أخرى: مساعدتنا على تطوير مناعة طويلة الأجل.
    Bu kısa vadeli çözüm, ama bir de uzun vadeli çözüme ihtiyacınız var. TED هذا هو الحل على المدى القصير ولكنها تحتاج أيضا إلى حل طويل الأجل.
    Bu durum kısa vadeli satışları tehlikeye atmış olabilir; ama, paylaşılan değerlere dayalı, devamlı ve uzun vadeli bir bağlılık da oluşturmuştur. TED قد يكون يؤثر على المبيعات في المدى القصير، لكنه يبني ولاء دائم وطويل الأجل استناداً على القيم المشتركة.
    Tişört gibi uzun ömürlü bir ürün elde etmek için bu evre gereklidir. TED هذه المرحلة أساسية لتشكيل مادةٍ طويلة الأجل تستخدم في، على سبيل المثال، القمصان.
    Bize bıraktığı uzun dönem etkilerini hala bilmiyoruz. Open Subtitles زلنا لم نعرف كيف ستتركنا هذه الآثار طويلة الأجل
    Yani, kim bilir uzun vadede etkileri ne olacaktır? Open Subtitles من جهاز صنعه الإنشنتس ، أعني من يعلم ما هو نوع الآثار الطويلة الأجل التي يمكن أن تحدث لي ؟
    Çoklu alıcılar hediye paketleriyle ödeme dengesi oluşturacaklar ve bu sayede senin de uzun vadede minimum risk ve temettü ile borç havuzundan pay alma hakkın doğacak. Open Subtitles الكثير من المشتري يلفون فيها الهدايا وحتى تشتري أسهم بيع الديون تولد عائدات طويلة الأجل باالحد الأدنى من المخاطرة
    Burada bu görevin potansiyelini ve uzun vadede uygulanabilirliğini değerlendirmek amacıyla bulunuyorum. Open Subtitles انا هنا لتقييم الإمكانيات والاستمرار فى الأجل الطويل لهذه المهمة
    Böyle paylaşmalı bir çözüm uzun vadede olmaz gibi geliyor. Open Subtitles لا أعرف لو كان أمر مُشاركة الوقت حلّ جيّد طويل الأجل.
    Uzmanlar bu araştırmanın aslında 10 yılı aşkın bir süredir devam ettiğini, ve daha fazla uzun süreli araştırmaların yapılması gerektiğini söylüyorlar. TED يقول الخبراء أن البحوثات موجودة لأكثر من عقد من الزمان، و يجب إجراء المزيد من الدراسات الطويلة الأجل.
    Gerekli çevre koşulları ve uzun süreli bir ilaç tedavisiyle siz de benim gibi olabilirsiniz. Open Subtitles بالبيئة الصحيحة و برنامج طبى طويل الأجل يمكنكما أن تصبحان مثلى
    "Suçlu değil" oyunu verdikten sonra onların kısa süreli hafızalarını sileceğiz. Open Subtitles سنقوم محو هذه الأمور قصير الأجل ذكريات بعد أن التصويت غير مذنب.
    Bana göre temel engel erken yaşta eğitimden gelen faydaların uzun vadeli niteliği. TED وأعتقد فعلاً أن المعوّق الأكثر تأثيراً هو الطبيعة طويلة الأجل للإستفادة من برامج الطفولة المبكرة.
    Sosyal bilimciler tarafından, hükûmet tarafından üzerinde çalışıldı. Hepsi ümit vaat eden yeni yöntemler ve uzun vadeli düzeltmeler. TED درسها علماء الاجتماع، ودرستها الحكومة، كما تعلمون جميعها واعدة، ويحدونا الأمل أنها طرق جديدة وإصلاحات طويلة الأجل.
    Bu, uzun vadeli öğrenme yeteneğine ve problem çözmeye zarar verebilir. TED وهذا قد يؤذي القدرة على التعلّم طويل الأجل وحلّ المشكلات.
    Bu nedenle kanser tuhaf, kısa ömürlü, kendi kendine zarar veren bir yaşam formu olarak düşünülebilir -- evrimsel bir çıkmaz. TED لذا فمن الممكن التفكير في السرطان علي انه كائن غريب قصير الأجل ومدمر طريقه في التطور خارج الجسد مسدود
    Duygular, meydan okumalara ve fırsatlara karşı kısa ömürlü şiddetli tepkilerdir. TED الأحاسيس هي استجابات مكثفة قصيرة الأجل للتحدي والفرص.
    Programlama seminerim için dönem projeleri. Open Subtitles مشاريع طويلة الأجل لندوتي حول الترميز
    AirDynanisis* i kurduk. benim gibi, büyük havacılık şirketleri için büyük çaplı, yıllar süren bir projede çalışmak istemeyenlerle, böylece kendi küçük projemizi yaptık ve şirket yavaş yavaş büyümeye başladı. TED ثم حصلنا على مشروع AirDynanisis ، ولكنني كنت لا أحبذ العمل مع شركات تصنيع الطيران في المشاريع الطويلة الأجل ، لذلك عملنا على مشاريع صغيرة ، وأخذت الشركة في التطور تدريجيا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد