kanatları oğlu İcarus'a bağlarken şöyle tembih etti: "Okyanusa çok yakın uçmak, kanatları nemlendirir ve kullanılamayacak kadar ağırlaştırır. | TED | وبينما يشد الأجنحة لابنه إيكاروس، وجّه له تحذيرًا: التحليق قريبًا جدًا من المحيط سيرطِّب الجناحين ويثقلهما جدًا عند الطيران. |
Yani burada kanatları uçuruyoruz, ama kanat motoru yere düşene kadar çalışmaya devam ediyor. | TED | أعني ها نحن ندمر الأجنحة و لكن هاهي ماكينات الجناح مستمرة أثناء هبوطها. |
Yere vardığında kanatlar çürüyüp kaybolur ve tohum filizlenmeye başlar. | Open Subtitles | حالما تصطدم البذرة بسطح الأرض تذبل الأجنحة وتبدأ البذرة بالإنبات |
Görünüşe göre meleklerin sırtında kanat çıkan yerdeki doku zarar görebilir. | Open Subtitles | يبدو الظهرية الكتف الملاك, حيث تتراجع الأجنحة, يحتوي هذا النسيج اختراقها, |
Kanatlarının üzerindeki göğüs kafesine denk getirdiğimden emin olmak istiyorum, böylece askıda kaldığında, kanatlarını serbestçe hareket ettirebilsin. | TED | أريد التأكُّد من أنني وضعته على صدره فوق جناحيه بحيث عندما يتم تعليقه، لا تزال الأجنحة لها حرية الحركة. |
Yani daha çok kanatlı karaliçe ve erkek karıncayı çiftleşme uçuşuna gönderirler. | TED | وذلك، لإرسال العديد من الملكات ذات الأجنحة مع الذكور للتزاوج في عام التزاوج. |
kanatların senin için niye bu kadar anlam ifade ettiğini anlayamam. | Open Subtitles | ولا يُمكنني أن أتظاهر بأنني أتفهم ماهية تلك الأجنحة بالنسبة لك |
Süzülmek için perdeli kanatları olduklarını biliyor muydun? | Open Subtitles | رائع، أكنت تعلم إنها تملك هذه الأجنحة من اجل الهبوط؟ |
Aslında baba şimdi kanatları okula geri götürecek. | Open Subtitles | حَسناً، أصبحَ في الحقيقة الأبَّ للجَلْب الأجنحة العودة إلى المدرسة الآن. |
Kısa ve sivri uçlu kanatları ona yüksek bir manevra yeteneği ve hız verir. | Open Subtitles | الأجنحة المدبّبة القصيرة تعطيه مناورة وسرعة فائقتين. |
Aşağı inerseniz, geniş bir itici kuvvet alanına sahip olursunuz. Yukarı çıkarsanız, kanatlar o kadar geniş değil, ve kalkması daha kolay. | TED | حتى إذا ذهبت إلى أسفل، لديك مساحة كبيرة من الدفع. وإذا صعدت، الأجنحة ليست كبيرة ، وأنه من الأسهل الصعود. |
Tamamen sizin bedeniz ve kanatlar da aynı şekilde sizin bedeninizin mı parçası oluyor? | TED | انه جسدك فقط، الأجنحة تصبح جزءاً من جسدك و يصبح جسدك جزء من الأجنحة؟ |
Paul Macready: kanatlar biribirlerine en üstte değebilirler, fakat kırılmazla, biz düşündük. | TED | بول ماكريدي: من الممكن أن تتلامس أطراف الأجنحة مع بعضها من الأعلى ولا تنكسر ، نعتقد ذلك. |
Kuleye tünen kuşların tüylerini ve mumlardaki balmumunu kullanarak Daedalus iki çift devasa kanat yaptı. | TED | مستخدمًا الريش الذي حط على البرج من السرب، والشمع من أعواد الشمع، صمّم دايدالوس زوجين من الأجنحة الضخمة. |
Air Force One, kanat seviyesini koruyun. | Open Subtitles | طائرة الرئيس يجب أن تحافظوا على ثبات الأجنحة |
Erkeklere göre çok daha büyükler, serbest uçuşta kaldıkça kanatlarını o kadar fazla çırpmak zorunda değiller. | TED | لقد كُنّ أكبر بكثير من الذكور، لذا لا يجب عليهن رفرفة الأجنحة بشكل أسرع للبقاء في الطيران الحر. |
Alevlerden fırlayan, büyük, geniş kanatlı bir kuş çizerim. | TED | راسما طائرا كبيرا و منفرد الأجنحة خارجا من اللهب. |
kanatların hava tabakası içinde açılması nasıl kuşa bir yarar sağlıyorsa, dil de insanların yararına işbirliği alanlarını açar. | TED | تماماً كما الأجنحة تفتح أثير السماء للطائر ليستكشفها، اللغة فتحت مدى من التعاون ليستكشفه البشر. |
Red Wings'e bilet bulabilir. | Open Subtitles | تذاكر إلى الأجنحة الحمراء يُمكنه أن يجعل هذا يحدث |
Artık bir eş aramak için gerekli olan kanatlara sahipler. | Open Subtitles | إنها تمتلك الأن الأجنحة التي تحتاجها للبحث عن الشريك. |
Burası kanadı. Onu açınca uçar. | Open Subtitles | هذة الأجنحة عندما تنشر أجنحتها فإنها تطير |
Fakat o bir Tekrar ise o zaman bu, kanatlardan çok daha önemlidir. | Open Subtitles | لكن إذا كانت هي عملية الظهور، فهناك أشياء كثيرة أهم من الأجنحة. |
- Evet. Kızıl ardıç sarıasma kuşu. - kanada'dan, ha? | Open Subtitles | ـ نعم ، ذات الأجنحة الحمراء ـ من "كندا" ؟ |
Flapları çevir. | Open Subtitles | الأجنحة |
İkarus, Minos tarafından hapsedildiği labirentten kendi yaptığı kanatlarla uçarak kurtulmuştur. | Open Subtitles | إيكاروس تاه في متاهة والتي هرب منها مستخدماً الأجنحة التي صنعها بنفسه |
Merhametli sağlık tüylü kanatlarda alçalır melekler yol boyu rehberlik eder. | Open Subtitles | *و تنـــزلَ الصحــة الكــريمة علــى الأجنحة الناعـــمة * *تســلكها الملائـــكة علــى الطــريق* |
Richard bana düzenlenen süitlerinden göstermek istedi. | Open Subtitles | ريتشارد اراد ان يثبت لي واحد من الأجنحة تشكيلها. |