Tezgahlar da her gün yer değiştiriyor, o yüzden fiziksel kanıt pek yok. | Open Subtitles | العربات تغير أماكنها كل يوم أذن لم يتبقى هناك الكثير من الأدلة المادية |
Aleyhinde çok az fiziksel kanıt var ama DNA yok. | Open Subtitles | كمية الأدلة المادية ضده ضئيلة، وما من دليل حمض نووي |
Fiziksel kanıtlar da oldukça kısıtlıydı. | Open Subtitles | كما أن الأدلة المادية كانت محدودة للغاية. |
Bu yön değişimi, kurumun, titizlikle toplanmış Fiziksel kanıtlar ve modern psikolojide kabul edilen "çoklu kişilik sendromu diye bir şey yoktur" fikri doğrultusunda kadük kalan bir savunma oluşturmasına sebep oldu. | Open Subtitles | طبيعة هذا التبادل... وضعَ أُسس الدفاع التي فشلت. ليس فقط بسبب دقّة جمع الأدلة المادية... |
Maalesef, insan davranışları somut kanıtları sınırlandırıyor. | Open Subtitles | للأسف، الأدلة المادية محدودة بسبب النشاط البشري. |
Arabana yerleştireceğimiz deliller de buna dahil. | Open Subtitles | و بالتأكيد هناك الأدلة المادية والتي سنضعها في صندوق سيّارتك |
somut kanıtlar, şoförü taksiden çıkaran kahramanın sen olduğunu doğruluyor. | Open Subtitles | الأدلة المادية تؤكد أنك "بطل" أن سحب السائق من سيارة أجرة. |
Dahası, itirafı fiziksel kanıtla uyuşuyor. İtirafı net değildi. | Open Subtitles | وبالإضافة إلى اتساق اعترافه مع الأدلة المادية. |
fiziksel kanıt eksikliğini görmemeleri için jüriyi gaza getirmişsiniz. | Open Subtitles | لقد خدعتِ هيئة المحلفين في حالة جنونية لتغطية النقص في الأدلة المادية |
fiziksel kanıt eksikliğini görmemeleri için jüriyi gaza getirmişsiniz. | Open Subtitles | لقد خدعتِ هيئة المحلفين في حالة جنونية لتغطية النقص في الأدلة المادية |
5 korkunç cinayetin, 40'ın üzerinde adli tıp delili ve fiziksel kanıt... | Open Subtitles | خمسة جرائم مروعة،أكثر من 40 قطعة مختلفة من الأدلة الجنائية و الأدلة المادية |
Bu hepsi fiziksel kanıt | Open Subtitles | هذه كل الأدلة المادية |
Fiziksel kanıtlar göstermiyor, suç mahalli ise kesinlikle işaret etmiyor. | Open Subtitles | -ماذا ؟ لا الأدلة المادية ليست كذلك، مسرح الجريمة لا يشير لذلك |
- Öğle yemeğini yediği atış poligonunda. Abby kanıtları bir araya getirmeye çalışıyor. Kesin kanıt bulamadık hala. | Open Subtitles | لقد تناولوا الغداء في ميدان الرماية، و(آبي) تبحث في الأدلة المادية لكنّنا لم نجد بعد الدليل الدامغ |
Ayrıca dikkat çekecek bazı sağlam deliller de var. | Open Subtitles | وهناك أيضاً بعض الأدلة المادية التي قد تلفت بعض الإنتباه. |
Sara, Nick ve benim topladığımız somut kanıtlar,.. | Open Subtitles | الأدلة المادية التي جمعها كل من (سارا)، و(نيك)، وأنا |