Çok fena acıyor ama tadı çok güzel. | Open Subtitles | هذا يضر سيئا للغاية , ولكن الأذواق جيدة جدا. |
Aldığın bu etin tadı soğuk yanığı gibi. | Open Subtitles | هذا القرف اشتريت الأذواق مثل حرق المجمد. |
Bu dilin ucuyla bakıldığında oldukça güzel tadı veriyor. | Open Subtitles | هذه الأذواق جميلة جيد على رأس اللسان. |
Evet, zevkler ve renkler tartışılmaz tabii. | Open Subtitles | نعم, حسنٌ. لا يمكننا أن نحاكم إختلاف الأذواق |
Senin doyurmana müsaade edeceğim zevkler. | Open Subtitles | الأذواق لا أستطيع مساعدتك لتنغمس في. |
Meydan okumanın tadı hayat gibidir. | Open Subtitles | تحدّي الأذواق تشبة الحياة بنفسها |
Sakızın tadı sarımsaklı sperm gibi. | Open Subtitles | الصمغ الأذواق مثل السائل المنوي الثوم. |
Eminim çilek gibi tadı vardır. | Open Subtitles | أراهن أنها الأذواق مثل الفراولة. |
Izgarada herkesin tadı aynıdır. | Open Subtitles | الجميع الأذواق نفسها على صينية الخبز. |
Newport'un en sofistike damak tadı olan insanlarına Cohen Anne'nin köftesini mi sunacaksın? | Open Subtitles | . (الأذواق الأكثر تطوراً فى (نيوبورت وأنت تعرض عليهم رغيف لحم (نانا) كوهين ؟ |
Bu ilacın tadı hep kötüydü. | Open Subtitles | الدواء دائما الأذواق سيئة. |
tadı, kokusundan iyi. | Open Subtitles | الأذواق أفضل من الروائح ذلك. |
Kulağa saçma geliyor biliyorum ama bekle, tadı daha saçma. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه يبدو متكبر، ولكن عليك الانتظار فقط... الأذواق حتى snobbier. |
Bence tadı hazırmış gibi. | Open Subtitles | حسنا الأذواق جاهزة |
tadı güzel olur. | Open Subtitles | انها الأذواق فقط جيدة. |
Damak tadı mı değişti? | Open Subtitles | "لقد تغيرت الأذواق". |
Beynimizin farklı çalıştığı, farklı düşündüğümüz anlamına gelmiyorsa farklı zevkler, farklı tercihlerdeki amaç nedir? | Open Subtitles | ما هي الحكمة من اختلاف الأذواق اختلاف ... الخيارات |
Daha özel zevkler için hizmet sağlıyor. | Open Subtitles | يخدم أكثر الأذواق تخصصاً |
zevkler değişir. | Open Subtitles | الأذواق تتغير |