Yine, eski boruların üzerini kaplamak daha ucuza geldi. | Open Subtitles | و كان من الأرخص لهم أن يتركوا الأشياء القديمة أيضاً |
Küveti ucuza getirmek için tesisatı buradan geçirirsek en yakın duvarı yıkarsak, burayı banyo yapabiliriz. | Open Subtitles | الطريقة الأرخص هي أن نصل إلى أنابيب المياه من هنا نزيل جدار الخزانة ونحوّل هذا إلى حمّام |
Bir tarlanın ortasına korkuluk dikmekten çok daha ucuza çalışıyorlar. | Open Subtitles | من الأرخص أن تجلب رجلاً ليجلس على حامل إضاءة من شراء ثقّالة له |
En ucuzu olan manyetik bellekte veriler, manyetik film ile kaplanmış dönen bir diskte manyetik olarak saklanır. | TED | التخزين المغناطيسي والذي هو الأرخص ثمنا. البيانات يتم تخزينها كنموذج مغناطيسي كقرص مطلي بطبقة مغناطيسية |
Elimizde, paramızın yeteceğini göstermesi haricinde, erken davranmanın daha ucuz olacağını söyleyen ekonomik analizler var. | TED | لدينا تحليلات إقتصادية تبين أنه، ليس فقط أننا لا نستطيع تحمل ذلك، بل أنه من الأرخص التحرك مبكرا. |
Bütün fakirler gibi en dipten, yani dünyanın en ucuz makinesiyle başladım. | Open Subtitles | على غرار الفقراء كلّهم بدأت من الحضيض مع العارضة الأرخص في العالم |
Şirketler her şeyin hızlısını ve ucuzunu istiyor. | Open Subtitles | الشركات تحتاج الأشياء الأسرع و الأرخص. |
Yanlış anlamazsanız, çok ucuza kaçan bir seçenek olur. | Open Subtitles | لو كنت لا تمانعين قولي، إنها الخيار الأرخص. |
Haklı ancak ona bedavaya bir kulübe vermek daha ucuza gelirdi. | Open Subtitles | أنا أوافق، لكنهُ سيكون من الأرخص إعطائهُ بيتاً مجاناً |
Bence "Salı adamı", kadının şantaj yaptığı müşterisiydi ve kadını öldürmenin daha ucuza geldiğini fark etti. | Open Subtitles | رهاني علي أن رجل يوم الثلاثاء زبونها،التي كانت تبتزه. و قد أدرك أنه سيكون من الأرخص لو قتلها. |
Bir kiralık katili öldürtmek istedin. Ama ucuza kaçtın. | Open Subtitles | لقد وضعت عقدا لقاتل مأجور .و لكنك ذهبت مع الأرخص |
Çok daha ucuza gelirdi, bütün hepsini indirip yerine... | Open Subtitles | سيكون من الأرخص لك أن تهدم هذا الشيء و تبنيه من جديد... |
O nedenle ben de, şefin kendi adamlarına, şefe rüşvet verdiğimizin delillerini vermenin, bize daha ucuza geleceğine karar verdim. | Open Subtitles | لهذا فقد قررت أنه من الأرخص أن أدعم مساعده... بالأدلة أننا نرشي رئيس الشرطة... |
Taksi ister misiniz? Glen Cove'daki en ucuzu. | Open Subtitles | هل تريدين تاكسي ياآنسة الأرخص سعرا في قلين كوف |
NPH insulin... 10ml şişe, 200,000 guarani. -En ucuzu burada. | Open Subtitles | زجاجات إنسولين 10 لتر بـ200 النوع الأرخص هناك |
Bitkisel margarin, hala en ucuzu, 38 peni. | Open Subtitles | (فلورا مارجارين) لا تزال الأرخص بسعر 38 بنس. |
Bu, fabrikaların her parçayı tek bir çatı altında üretmek yerine ayrı ayrı üretmesinin daha ucuz olduğu anlamına gelir. | TED | أي أنه من الأرخص للمصانع أن تصنع كل جزءٍ بكميةٍ ضخمةٍ بشكلٍ منفصلٍ بدلًا من صناعة كل جزءٍ في مكانٍ واحدٍ. |
Evet, bu yanlış bir ekonomiye dönüşebilir çünkü onlara vermemektense onlara mercimek vermek daha ucuz. | TED | حسنا، لقد تبين أن الاعتقاد فهم اقتصادي خاطيء لأنه من الأرخص إعطاء العدس مقارنة بعدم إعطائه. |
daha ucuz yulaf ezmesi kullanmaya başlamamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نبدأ بإستخدام دقيق الشوفان الأرخص |
Bununla beraber Nobel ödülüne layık olan, en ucuz olanın en ekonomik olduğu teorisi, fakir insanlara zorla içirilmeye çalışılan sarhoş eden bir kokteyl. | TED | إلى جانب مبدأ آخر يستحق جائزة نوبل يقول: أن الأرخص هو الأكثر توفيراً. هذا هو الشراب المر الذي يجبر الفقراء على شربه |
Tümleşik Su Yönetimi yaklaşımının en ucuz seçenek olduğu harika bir örnek görüyoruz. | TED | هذا هو مثال عظيم حيثُ نهج الإدارة المتكاملة للمياه. كان الأرخص. |
- En ucuzunu bulmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولت ايجاد الحذاء الأرخص |
Ben silah veya kılıç arıyorum hangisi daha ucuzsa. | Open Subtitles | أنا أبحث عن مسدس أو سيف أيا كان الأرخص |