Doktor, dünyalılar diyemezsin. Annenin yeterince yüksek güvenlik izni yok. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقول الأرضيين فوالدتك ليس لديها تصريحا أمنيا |
Sevgili dünyalılar, özgürlüğü o kadar seviyoruz ki, bokunu bile çıkarıyoruz. | Open Subtitles | زملائي الأرضيين, نحن نتمتع بالكثير من الحرية إنها تكاد أن تكون مقززة |
Bir kış fırtınası veya dünyalı saldırısı durumunda işimize yaramaz. | Open Subtitles | لا نحتاج ذلك لعاصفة الشتاء أو لحمايتنا من هجوم الأرضيين |
- Gitmemiz gerek. Bize doğru gelen bir dünyalı ordusu var. | Open Subtitles | علينا أن نرحل, هنالك جيش من الأرضيين قادمٌ إلينا الآن |
dünyalılarla etrafta boş boş dolanıyordun. Onlarda hiç bir kötülük bulmuyorum. | Open Subtitles | تتسكع مع الأرضيين , لست أحمل أي حقدا لهم |
Sardath, dünyalıların neden galaksinin bu ucunda istenmediğiyle ilgili bir şey öğrenebildin mi? | Open Subtitles | سارداث , هل عرفت أي شيء أكثر لماذا الأرضيين غير مرحب بهم في هذه الزاوية من المجرة ؟ |
İşler ters giderse diğer dünyalıları indirin ama saatli dünyalıya dokunmayın. | Open Subtitles | إذا ساء الأمر، اقتلوا الأرضيين الأخرين ولكن لا تقتلوا الشخص الذي معه الساعة. |
Sevgili dünyalılar, en iyi ekonomistlerle buluştuktan sonra ipek kazancımızı vergi verenlerle paylaşmaya karar verdim. | Open Subtitles | زملائي الأرضيين, بعد الإجتماع مع كبار خبراء الإقتصاد المشعوذين قررت أن أرد لكم يا دافعي الضرائب ثمن الحرير الفائض |
Biz dünyalılar hakkında öğrendiğim bir şey varsa... o da bizim bölük pörçük olduğumuzdur. Gerçekten hiç şaşırmazdım, yanımda... | Open Subtitles | و لو كان هناك شئ أعلمه عن الأرضيين فهو ترابطنا معا |
Her grupta silahlı biri olacak ve o silahlar dünyalılar için; | Open Subtitles | كل مجموعة يرافقها شخص لديه رشاش و السلاح لقتل الأرضيين و ليس الصيد |
Her grupta silahlı biri olacak ve o silahlar dünyalılar için; | Open Subtitles | كل مجموعة يرافقها شخص لديه رشاش و السلاح لقتل الأرضيين و ليس الصيد |
Devriye. dünyalı mahkûm. Buraya getiriyorlar. | Open Subtitles | دورية، سجين من الأرضيين أحضروا هنا الآن. |
Gözlerinizi dört açın. dünyalı bölgesindeyiz. | Open Subtitles | ليفتح الجميع أعينهم نحن في منطقة الأرضيين |
Ama bildiklerimizi, dünyalı adaletinin vahşetini düşündüğümüzde çocuk için en merhametli sonuç bu olabilir. | Open Subtitles | و لكن بوجود ما نعرفه, وبعلمنا بوحشية عقوبة الأرضيين قد يكون هذا الحل الأكثر رحمة بالنسبة للفتى |
Hayır. Eğer dünyalılarla birlikteydiyse yardımı dokunacak şeyler biliyordur. | Open Subtitles | لا, إنْ كان مع الأرضيين, فهو يعرف أشياء قد تفيدنا |
DNA'n, dünyalılarla aynı zırhı çalıştırdı. | Open Subtitles | حمضك النووي به نفس المادة الواقية في الأرضيين |
dünyalılarla anlaşamadık çünkü onlara önereceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | ،لم نستطع لاتفاوض مع الأرضيين لأنه لم يكن لدينا أي شيء لنعرضه لهم |
Köprü olayları için dünyalıların intikam saldırısını mı bekliyordun? | Open Subtitles | أنتَ تنتظر إنتقام الأرضيين حول حادثة الجسر |
Evet, çünkü dünyalıların esir kamplarını gören tek kişi o. | Open Subtitles | أجل، لأنه الوحيد الذي رأى أين يحتفظ الأرضيين بالسجناء |
dünyalıların, dünyalıları zapt edebileceğini sanıyor. | Open Subtitles | إنّه يعتقد أن بإمكان الأرضيين ضبط بعضهم. |
Dr. Zoidberg, nasıl oluyor da özgürlükten bahsederken Dünya'yı köleleştirebiliyorsunuz? | Open Subtitles | كيف تَدّعي أنك تحب الحرية ثم تستعبد كل الأرضيين ؟ |
Dünyalılardan tam olarak nasıl kaçtığını söyle bana. | Open Subtitles | عليكَ أنْ تخبرني بالضبط كيف هربتَ من الأرضيين |
"Neden" olduğu tamamen belirsiz ama Rann'in bulunduğu Galaksi'de Dünyalılara personae non gratae diyorlar. | Open Subtitles | غير واضح تماما في "لماذا"؟ لكن الأرضيين أشخاص غير مرغوب فيهم . في زاوية ران في المجرة |
Meta-Dünyalılar bizi buraya püskürttü. | Open Subtitles | - الأرضيين جعلوا نرجع إلى هنا - |