Dünyanın en büyük ve en iddialı sulak alan restorasyonu projesi olarak, Güneşli Eyalet'te uluslararası sahne ışıkları bizim üzerimizde. | TED | وكأكبر وأكثر مشروع طموح يسعى لاعادة تأهيل الأرض الرطبة في العالم، فإن الأضواء الدولية مسلطة علينا في ولاية الشمس المشرقة. |
Çünkü eğer sistemi iyileştirebilirsek, tüm dünyada sulak alan restorasyonu için bir sembol hâline gelecek. | TED | لأنه إذا تمكنا من سدّ الثغرة الموجودة في النظام البيئي، سيكون هذا رمزاً لإعادة تأهيل الأرض الرطبة في كل أنحاء العالم. |
Eko-çatıdaki akış, yerli su bitkileriyle sulak alanlardan geçerek suyun filtrelenip temizlenmesine yardımcı olur. | TED | فهي تجري على السطح الأخضر ثم تسقط من خلال الأرض الرطبة. مع النباتات المحلية المائية التي تساعد بالتنقية وتساعد بتنظيف المياه. |
Dışarıda, ıslak toprağın üzerindeydik. | Open Subtitles | وينقضون مثل الوحوش على الفريسة كنا بالخارج على الأرض الرطبة |
Bu nem, toprağın zaten suya doymuş olması nedeniyle... bazı yörelerde su baskını olasılığını artıracak. | Open Subtitles | هذه الرطوبة, على الأرض الرطبة فعلاً, ستزيد من فُرص حدوث فيضانات في المناطق المحلية. |
sulak alanlara giden yolda hızla bir çukura saplanmam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أقوم بتوقف سريع على الأرض الرطبة |
Böylece sadece sulak alanlar, salyangoz ve kuşlar arasındaki ilişkiyi değil, aynı zamanda bu ilişkinin ne kadar müthiş olduğunu ve bu sağlıklı sulak alanla bu kuşun birbirlerine bağımlı olmalarının ne kadar önemli olduğunu anlatan bir fotoğraf da istedim. | TED | ولهذا أردت صورة ليس فقط لتعبر عن هذه العلاقة بين الأراضي الرطبة والحلزون والطائر، بل أردت أيضا صورة تُعبر عن عظمة هذه العلاقة، ومدى أهميتها مما جعل كل واحد يعتمد على الآخر، هذه الأرض الرطبة وهذا الطائر. |
(Gülüşmeler) Tamam mı? sulak arazide debeleniyoruz, nefes nefeseyim ve terliyorum, dizlerime kadar çamura batmışım, Miguel ise sakin sakin biyoloji dersi veriyor. | TED | ( ضحك ) حسناً . نحن الآن نتجول في الأرض الرطبة .. وأنا ألهث واتعرق والطين وصل الى ركبتي .. و " ميجيل " يُلقي عليَّ محاضرة بعلوم الأحياء بكل هدوء .. |