Seçim şansının olmadığı yere hoş geldin. | Open Subtitles | مرحبا بكم في الأرض حيث لم يكن لديك خيار. |
Kaplumbağa baş hekimin baldırını ısırarak yere düşürür, daha sonra o ve diğer kaplumbağalar yarış pistinde. | Open Subtitles | عضّت السلحفاة ساق مدير المستشفى، وجرّته على الأرض حيث إلتهمته حيّاً مع السلاحف الأخرى، |
- O kanıtları yalnızca tek bir yerde ölümden sonra yaşamın hâlâ yalanlanmadığı yerde bulacaksınız. | Open Subtitles | سوف تجدهم فى المكان الوحيد الذى اعرفه فى الأرض حيث البقاء لحد الأن لم يدحض |
Banyoya giriyorum onlar olması gerektiği gibi "yerde" değil. | Open Subtitles | منشفتي مثلاً, أدخل الى الحمام ولا أجدها على الأرض حيث أضعها |
Yeraltından, pis suyun aktığı yer Siz oraya ne diyordunuz unuttum. | Open Subtitles | تحت الأرض .. حيث الماء القذر لا أَعرف الكلمة المناسبة |
Dünyanın merkezinde, o çok ama çok sıcak yerde... işte yalan söyleyen çocukların gideceği yer orası. | Open Subtitles | في مركز الأرض حيث تكون الحرارة مرتفعة جدا هذا هو ما يذهب إليه الأطفال عندما يكذبون |
Bu fetih meraklılarını ait oldukları yere, arzın merkezine götürsek nasıl olur? | Open Subtitles | ماذا عن إعادة تلك الحشرات إلى مركز الأرض حيث ينتمون؟ |
Çığlık atarsan seni bulduğum yere götürür gömerim. | Open Subtitles | لو صرختي، سأعيدك مرة أخرى تحت الأرض حيث وجدتكِ. |
Bu dünyada olmadan hayatta olabileceği bir yere ama kendine ve diğerlerine tehlike olmadan. | Open Subtitles | ولا حتى على هذه الأرض حيث تبقى على قيد الحياة لكن لا تسبب خطرًا على نفسك أو على أي شخصٍ آخر؟ |
Ben görebileceğiniz yere bu koydu. Yap! | Open Subtitles | ضعوها على الأرض حيث أراها ، إفعلها |
Benim bu balığı koyduğum yere, toprağa tohum ekin. | Open Subtitles | بمناسبة الأرض حيث أزرع هذه الأسماك. |
"lütfen beni oraya götür annemin beklediği yere" | Open Subtitles | "رجاء خذني إلى الأرض حيث أمّي تنتظرني" |
Ben, görebildiğim bir yerde olunca daha huzurlu oluyorum. | Open Subtitles | بالطبع ، أنا مرتاحة على الأرض حيث أستطيع الرؤية |
Adam sana vurduktan sonra düştüğün yerde. | Open Subtitles | إنّه على الأرض حيث سقطتَ بعدما ضربكَ ذلك الرجل. |
Gördüm. Hayır, aynen senin bıraktığın gibi yerde duruyor. | Open Subtitles | لا، إنّه مازال هُناك على الأرض حيث تركته |
Dünya üzerinde sakin bir hayat için garanti verdiğimiz tek yerde yaşıyoruz. | Open Subtitles | ونعيش في المكان الوحيد على الأرض حيث نضمن حياة هادئة |
İlk karşılaştığımız yerde uzanarak mı? | Open Subtitles | مستلقيًا على الأرض حيث أول مرّة التقينا؟ |
Bir yer altı bölmesi vardır pazarı saf dışı bırakmak ve fiyatı yüksek tutabilmek için ... tümünü aldıkları taşları burada saklarlar. | Open Subtitles | هناك سرداب تحت الأرض حيث يحتفظون بكل الماس الذي اشتروه كي يحتكرون السوق وبهذا يبقى السعر مرتفعا |
Öyle bir yer ki orada hayvani isteklerini yerine getirebilir ebeveynlerin ve öğretmenlerinin değersiz yargılarından uzak kalırsın ve daha az okumuş arkadaşların olur. | Open Subtitles | الأرض حيث يمكنه أن ينغمس في كل تلك الحوافز الحيوانية بعيدا عن الأحكام التافهة من الأباء والمعلمين |
2+2'nin 4 etmediği bu yer dünyada çok az var. | Open Subtitles | وهناك أماكن قليلة على الأرض حيث اثنين زائد اثنين لا يُساوي أربعة. |