Son on yıldaki ekonomik kriz dünyanın her tarafına... enflasyon, kıtlık ve kaos getirdi. | Open Subtitles | الأزمه الأقتصاديه فى العقد الماضى جلبت التضخم المالى و المجاعه و الفوضى فى كل ركن من الكره الأرضيه |
Bu kriz esnasında o bile bir silah istedi. | Open Subtitles | من خلال هذه الأزمه, يفكر انه يجب ان يحصل على سلاح. |
Ekonomik kriz, belli belirsiz petrol krizine dönmüş durumda. Her yerde savaş şiddetle devam ediyor. | Open Subtitles | الأزمه الإقتصاديه تتواصل بظهور أزمه في النفط |
Bu krize barışçı çözümler aranmalı. | Open Subtitles | والحل السلمي لهذه الأزمه هو الذى يجب وضعه فى الإعتبار |
Yargı sistemi, bu krize müdahale ediyor... | Open Subtitles | القضاء يستجيب إلى هذه الأزمه |
Benimle ailesini görmesi hakkında konuştu ama ona bunun kriz bitene kadar bekleyebileceğini söyledim. | Open Subtitles | لقد تحدثت معي عن رؤية والديها ولكني اخبرتها ان هذا يستطيع الإنتظار حتى تنتهي الأزمه |
Böyle bir kriz anında, güvenilir bir ortak buldum. | Open Subtitles | في تلك الأزمه وجدت شريك موثوق به |
kriz nedir? | Open Subtitles | ماهي الأزمه ؟ |