Kabul edeceğim tek şey tam bir yatırım. | Open Subtitles | الأجراء الوحيد الذى سأقبله هو الأستثمار الكامل |
Evet, hem yaşam tarzı hem de harika bir yatırım olması açısından buna varım. | Open Subtitles | ذلك صحيح أنا هنا من أجل اسلوب الحياة بالإضافة الى الأستثمار العظيم |
Başka aksiyon okullarına da yatırım yapılıyor. | Open Subtitles | مدارس الأكشن الأخرى تأخذ من صندوق الأستثمار |
İskoçya'daki madenlere yatırım yapmak istesin ki? | Open Subtitles | الأستثمار فى المناجم على طول أسكوتلندا ؟ |
Yerli girişimcilerle buluşup yatırım olanaklarını görüşüyor. | Open Subtitles | وتقابل المقاولين المحليين ، للتعرف على فرص الأستثمار |
Şu anki paramızla bunun, en iyi yatırım olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | وأنا أظن بأنه هو الأستثمار الأفضل لكما لأموالنا في الوقت الحالي |
İstiflenebilir depolamaya, soğutuculu depolara yatırım yapabiliriz... | Open Subtitles | يمكننا الأستثمار في المساحة المكدسة و الوحدات الفارغة |
Acılarından ve yatırım sermayesinden de uzaklaşmış. | Open Subtitles | يشرب بعيداً عن الأستثمار المالي |
Baba,Londra'da bazı ilginç yatırım olanaklarının önüme serildiğini duymak hoşuna gidecektir. | Open Subtitles | سنكون مسرورين جداً بهذه الفرصة "الأستثمار المقدمة لي من "لندن |
İyi bir yatırım fırsatı yakaladım. Tam bir kelepir. | Open Subtitles | فرصة الأستثمار قد ظهرت، إنها فرصة كبيرة |
Bir yatırım için. Tüm parası hisse senedinde bağlıymış. | Open Subtitles | لأجل الأستثمار كل أمواله على شكل أسهم |
Kültürel bir yatırım. | Open Subtitles | الأستثمار في المشاريع الثقافية |
yatırım danışmanlığı dolandırıcılığı ücreti, | Open Subtitles | تهمة الاحتيال في صناديق الأستثمار |
İşinizi genişletmek için nakit yatırım sunuyorum. | Open Subtitles | يمكنك الأستثمار ثم يمكنك تبنيه |
Mesela yeni bir tekne için tekrar yatırım sağlayabilirim. | Open Subtitles | أو تعيد الأستثمار في قارب جديد |
Hadi! "Jaws"ı düşündüğünde - işte bu tip şeyler, karaktere yapılan yatırım, aslında kutunun içinde olan şey. | TED | هيا! فحتى مع تفكيرك بـ 'الفك المفترس' -- هذا هو النوع من الاشياء التي ، مثل ..، كما تعلمون ، الأستثمار في الشخصية ، هو بالفعل تلك الأشياء التى أحدثكم عنها و التى داخل الصندوق. |
TED profilime baktığınız için sizlere bugün en son hayırseverlik eğilimlerinden bahsedeceğimi; özellikle son dönem Wall Street ve Dünya Bankasının kadınlara nasıl yatırım yaptığından, onların kurtarılmaları, güçlendirilmeleri için yaptıklarından bahsedeceğimi bekliyorsunuzdur. | TED | نظراً لتاريخي في TED قد تتوقعون أن احدثكم عن أحدث الصيحات الإنسانية تلك التي في الوقت الحالي جعلت وال ستريت و البنك الدولي مشغولين بكيفية الأستثمار في المرأة كيف نمدهم بالقوة, كيف يمكن إنقاذهم. |
Hayır. Bunlar yatırım sayılır. | Open Subtitles | هؤلاء مثل الأستثمار |
Bak dinle, şu bahsettiğin yatırım... | Open Subtitles | انظر، عن موضوع هذا الأستثمار |
Direktör, Westwood Capital yatırım bankalarının kaldıraç oranı 33'te 1'e kadar çıktı. | Open Subtitles | رفعت بنوك الأستثمار نسبة (الفاعلية) إلى مستوى 33 إلى 1 |