Hayır. efsanevi Şişko Kobra ile bir içki paylaşmaktan daha fazla hiçbirşeyden hoşlanmazdım. | Open Subtitles | كلا, أنا لا أحبّ شيء أكثر من حصة شراب مع الكوبرا السمينة الأسطورية |
Ama Vasco de Gama efsanevi kestirme yollarından birine girmeye karar verdi. | Open Subtitles | لكن فاسكو دي جاما هنا قررت ان تأخذ واحدة له اختصارات الأسطورية. |
Dağın tepesinden sis dolu kanyona bakan ya da su yüzeyinin altındaki dumanın resimlerini attı. Yani, efsanevi şeylerdi. | TED | وأرسل لي صورًا من قمة جبل وينظر إلى أسفل الوادي المليء بالدخان، أو الدخان تحت سطح الماء، كما في الأشياء الأسطورية. |
mitolojik Antropoloji dalında uzmanlık sertifikası var. | Open Subtitles | كان عنده مثل البحث عن علم الأجناس البشرية الأسطورية |
Oh, yapma, Hızlı Eddie. Hadi biraz ciddi bir efsane görelim. | Open Subtitles | دعنا نرى بعض الإثارة الأسطورية ذات العيار الثقيل هنا |
Bert Cooper'ın meşhur gizli dosyaları mı onlar? | Open Subtitles | أهذه الملفات الأسطورية السريّة لـ بيرت كوبر؟ |
efsanevi Truva Savaşında savaştılar ve heybetli orduları Atina'yı işgal etti. | TED | حاربوا في حرب طروادة الأسطورية وغزا جيشهم العظيم مدينة أثينا. |
Ve birkaç tane efsanevi sosyal ikilem anlatısı mevcut. | TED | وهناك بعض الروايات الأسطورية حول المعضلات الاجتماعية. |
Ve bizler, geçmişte kırsal alanlarda yaşamanın... ... nasıl olduğuna dair şu efsanevi fikre sahibiz. | TED | ونحن لدينا هذه الصّورة الأسطورية لماهيّة الحياة في المناطق الرِّيفيّة في الماضي. |
efsanevi lamba savaşlarında annem zekice bir taktik daha geliştirmişti. | Open Subtitles | كانت أمي على وشك القيام بمناورة أخرى ذكية، في معركة المصباح الأسطورية |
efsanevi yıldızımız, ışıklar altında, sahnede. | Open Subtitles | تخظو تلك النجمة الأسطورية على خشبة المسرح |
İşte Palazzo Dentia'nın efsanevi hamamları. | Open Subtitles | وهنا لدينا الحمامات الأسطورية لقصر دانتي |
Sayısız korsan gemisini batırdığı bilinen, Parmak Bombası adlı efsanevi teknik! | Open Subtitles | عرفت بالتقنية الأسطورية قنبلة أصابع السفن عرفت بالتقنية الأسطورية قنبلة أصابع السفن |
Bu binanın derinliklerinde yatan iyi saklanmış bir sır var efsanevi Neptün mücevheri, annadın mı? | Open Subtitles | هناك سر محفوظ في أعماق هذا المبني توجد الجوهرة الأسطورية نبتون، حسناَ |
Ne yazık ki, Cadillac 355 C'nin efsanevi homurtusu hiç unutamadığı daha az karmaşık bir sesi hatırlatıyordu ona: | Open Subtitles | أسفاً، في ذاكرةِ غرايس، القرقرة الأسطورية لسلسلةِ كاديلاك 355 سي ربطت بشكل معقّد بأخرى،غير هذا الصوت المعقد: |
Ryouri ninjalar yalnız kaldığı için efsanevi ramen reçetelerini çalmak zorunda kalıyorlar. | Open Subtitles | الطريق الوحيد لننجا الرايوري لكي ِيسْتِمْر كَانَ عليه أَنْ يَسْرقَ وصفةَ الرامن الأسطورية الوصفة |
Sonunda sizin efsanevi poker partinizdeyim. | Open Subtitles | أخيراً في واحدة من مباريات البوكر الأسطورية |
Sadece efsanevi adımlarını takip etmek istemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت الإتّباع في خطواتك الأسطورية. |
Her bir kültürün kendi mitolojik canavarları var mesela... | Open Subtitles | كل الثقافات لديها وحوشها الأسطورية مثل .. |
O zaman bu Pandora Eski Yunan zamanından kalma mitolojik olan Pandora değil mi? | Open Subtitles | إذا هذه ليست باندورا الأسطورية من الأساطير اليونانية الشهيرة؟ |
Ondan sonra da göldeki evinde şu efsane partilerinden birisini verecek. | Open Subtitles | أحد حفلاته الأسطورية في منزله المطل على البحرية |
O meşhur özdeyiş, her başarılı erkeğin arkasında, ...başarılı bir kadının olduğunu iddia etmiyor muydu? | Open Subtitles | إذن،هل تصح الحكمة الأسطورية أن "وراء كل رجل عظيم امرأة عظيمة"؟ |