Seni doğrudan itham edebilecek tek insan bu odada. | Open Subtitles | الأشخاص الوحيدين الذين يمكنهم الإيقاع بك، موجودين في هذه الغرفة فكّر بالأمر |
Hayır, annem her zaman "zaman geçirmeye değecek tek insan da öldü" derdi. | Open Subtitles | لا، أمّي تقول دائماً "الأشخاص الوحيدين الذين يستحقون قضاء وقت معهم ماتوا". |
Jo, kaldığınız her dakika, buranın etrafı gezegendeki sizden daha iyi silahlanmış tek insan tarafından kuşatılacak. | Open Subtitles | جو)، في أي لحظة) ... سيكون هذا المنزل محتشداً من قبل الأشخاص الوحيدين الذين يفوقونكِ خبرة في إستخدام السلاح |
Teyla ve Ronon'ın test edilenler arasında negatif çıkan tek kişiler olmasının bir sebebi olduğunu biliyorum,.. | Open Subtitles | أن تايلا و رونن الأشخاص الوحيدين الذين كانت فحوصاتهم سلبية حتى الآن |
Tüm programı gören tek kişiler her seviyede oynayacak kadar yeteneği olanlardı: | Open Subtitles | الأشخاص الوحيدين الذين رأو البرنامج كاملا هم من يملكون المهارة الكافية للعب من خلال جميع المستويات |
Artık bize yardım edebilecek tek insanlar bu odada. | Open Subtitles | الأشخاص الوحيدين الذين يمكنهم مساعدتنا في هذه الغرفة |
Bu yolda gördüğümüz tek insanlar, diğer yüksek seviye El-Kaide askerleri. | Open Subtitles | الأشخاص الوحيدين الذين رأيناهم يتصرفون بنفس الطريقة، هم نشطاء "القاعدة" الكبار الآخرين |