Time'ın kapağı, Dave Garroway... televizyonda şiir okumak için yılda 50 bin. | Open Subtitles | و 50 ألفاً من أجل قراءة الأشعار في التلفاز، هل ستقبل بذلك ؟ |
Ama itiraf etmelisin. Stan'in yüz ifadesi şiir gibiydi. | Open Subtitles | أنت مع ذلك تعترفى بأن النظره التى كانت على وجه ستان مثل الأشعار |
Çocukça şeyler. Yalnızlık hastalık ve kızgınlıkla ilgili bir sürü şiir. | Open Subtitles | العديد من الأشعار عن كونها وحيدة، مريضة وغاضبة |
Bazen en güzel şiirler, en basit konular üzerine kurulu olabilir. | Open Subtitles | أحياناً أجمل الأشعار تكون عن أشياء بسيطة |
Eminim ki Surrey Kontu'nun "önemsiz" dedikleri, gün gelecek, başyapıt dediğimiz şiirler arasına girecek. | Open Subtitles | أتوقع من أن تفاهات إيرل ساري يوما ما يمكن ستعتبر بأنها أعظم الأشعار في التاريخ |
Mesele o Japon Şiirleri. Adı hapşırık gibi olanlar. | Open Subtitles | مثل تلك الأشعار اليابانية والتي يبدو اسمها وكأن أحد عطس |
Ve yeraltında ne yapmaları, ne yapmamaları gerektiği hakkındaki bu şiirler kişiden kişiye aktarılmıştır ve aslına bakarsanız altın tabletlerin üzerindeki yazılar bu şiirlerden alınmış bölümlerdir. | Open Subtitles | وهذه الأشعار كانت تنتقل من شخص لشخص ماذا يجب أن يفعلوه في العالم السفلي ومالذي لا يجب ان يفعلونه وفي الحقيقة, كان نصيب هذه الأشعار بأنها نقشت على ألواح ذهبية |
Ve bazıları uzun hikayeler. Bazları şiir.Bir çift senaryo. | Open Subtitles | و قصص طويلة ، و بعض الأشعار و بعض النصوص |
şiir daha iyi. Ayrıca bir şeyler de öğrenebilirsin. | Open Subtitles | الأشعار افضل من أجل الصوت ولربما تتعلمين شيئاً ما |
Günlerce peşinden dolanmış. İğrenç bir şiir yazmış. | Open Subtitles | ولاحقتها لأيام, وكتبت لها تلك الأشعار المروّعة |
Sonra şiir yazmaya başladım ve o şiirler şarkı oldu ve-- | Open Subtitles | لذا لاحقاً بدأت بكتابة الأشعار, و هذه الأشعار أصبحت أغاني و... |
şiir hakkında haklıydın. | Open Subtitles | لقد كنت على صواب بشأن الأشعار. |
Yine şiir mi yazıyorsun, Mitsuko? | Open Subtitles | هل تكتبين الأشعار مُجدداً ، ميتسوكو ؟ |
Yine şiir mi yazıyorsun? | Open Subtitles | هل تكتبين الأشعار مُجدداً ، ميتسوكو ؟ |
O şiir yazardı, ben paska yerdim. | Open Subtitles | كانت تكتب الأشعار, و كنت آكل الباشكا |
Sonra şiirler yazdım. | Open Subtitles | بعد عام من كتابتى لهذه الأشعار |
Bana okuduğun tüm şiirler neden kederli? | Open Subtitles | لماذا تقرأ لي الأشعار الحزينة فقط ؟ |
Şiirleri severim. Beni sözlerinle eldet. Beni baştan çıkar. | Open Subtitles | أحب الأشعار افتني بكلامتك, أغريني |
Tüm o Şiirleri okurken. | Open Subtitles | -و كل الألوان و الأشعار التي يقولونها |
Belki bir gün o şiirlerden bazılarını yayınlar da bize bir küvet satın alabilir. | Open Subtitles | وربما يوماً ما سينشر تلك الأشعار |
Emily Dickinson yanlız yaşadı ve dünyanın gördüğü en iyi şiirlerden birini yazdı. | Open Subtitles | عاشت (إميلي ديكنسن) وحيدة. وكتبت بعضاً من أجمل الأشعار التي عرفها العالم. |