Çalışma arkadaşlarımın bir fotoğrafı. Dil, otizm ve diğer şeyler üzerine ilk çalışmaya başladığım zamanki çalışma arkadaşlarım. | TED | بهذه الصورة للسيدات اللاتي قمن بمساعدتي، أوائل المساعدات. عندما بدأت أعمل على اللغة والتوحد وبعض الأشياء الأخرى. |
Yemeğin yanında temizlik malzemeleri ve diğer şeyler de öyle. | Open Subtitles | ،وبالإضافة إلى المأكل هنالك التنظيف. وكل الأشياء الأخرى |
Yanlış anlama ama Olayın teknik tarafını hallettin peki ya diğer şeyler? | Open Subtitles | أنت تتمكّن من العلوم ولكن ليس من الأشياء الأخرى |
Yeniden düşünmemiz gereken bir başka şey ise kıyafetlerin boyanma şekli. | TED | لكن أحد الأشياء الأخرى التي لا بد أن نعيد النظر فيها هي طريقة صباغة ملابسنا. |
SP: diğer şeylerin yanı sıra, empati çemberimiz genişledi. | TED | ستيفن: حسناً من بين الأشياء الأخرى قد توسعت دائرة العطف لدينا |
Birlikte çalışırken çok yakındık. Uzun saatler sürüyordu. başka şeyler de yaptık. | Open Subtitles | لقد عملنا بقرب سوياً لساعات طويلة وفعلنا بعض الأشياء الأخرى سوياً أيضاً |
Tamam, ama hala diğer şeyler için çalışmalıyım. | Open Subtitles | حسناً إذاً, مازلت بحاجة لإتقان كل الأشياء الأخرى |
Demek istediğim sadece biz kızlar için seks diğer şeyler kadar önemli değildir. Bizi fark etmeniz kadar mesela. | Open Subtitles | فقط ما أقصده هو ان الجنس ليس بقدر أهمية الأشياء الأخرى للنساء كملاحظتك لهم |
Önemli olan şu ki, biz ikimizde bir aile istiyoruz, ve tüm bu diğer şeyler kendi kendine hallolacaktır. | Open Subtitles | المقصود هو أن كلانا يريد عائلة و كل الأشياء الأخرى ستحل نفسها |
Adamın yaptığı diğer şeyler hakkında bir şeyler söyleyip söylemediğinizi sordu kutsal bir yerin tahrip edilmesi hakkında. | Open Subtitles | إذا كنتم قد قلتم أي شيء عن الأشياء الأخرى التيفعلهاهذاالرجل.. كتدمير مكان مقدّس. |
Sanırım çaldığı diğer şeyler sadece bu dosya hırsızlığını ört bas etmekti. | Open Subtitles | أظن الأشياء الأخرى التي سرقها للتغطية فقط |
O benim için güneş, ay ve diğer şeyler. | Open Subtitles | إنها الشمس، والقمر وكلّ الأشياء الأخرى بالنسبة لي |
Akıl almak derecede göz korkutucuydun, Bunun yanında muhteşem, güzel değişmeyen bazı diğer şeyler. | Open Subtitles | لقد كنتِ مُخيفة بشكل لا يصدّق ناهيكِ عن كونك متألّقة , جميلة بعض الأشياء الأخرى التي لم تتغيّر |
diğer şeyler tamamen pislenmeden erişilemmeyecek kadar çöplüğün dibindeydi. | Open Subtitles | الأشياء الأخرى عميقة جداً في مكب النفايات لتصل إليها دون أن تتوسخ بالكامل |
Memeliler ağaçlara tırmandı, uçtu ve günümüzdeki davranışlarına benzer birçok başka şey yaptılar. | TED | تسلقت الثدييات الأشجار وطارت وفعلت الكثير من الأشياء الأخرى التي تبدو حديثة نوعاً ما. |
Tabii açık artırmada birkaç başka şey de almıştık. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال، ونحن قد اشترى بعض الأشياء الأخرى في ذلك المزاد بالفعل. |
Akıllı telefonlarda bunlar, diğer şeylerin yanı sıra ekranı ve renklerini oluşturur, iletkenliğe yardımcı olur ve kendine has titreşim üretir. | TED | وتُستخدم في الهواتف الذكيّة، لصناعة الشاشة والعرض اللوني، بالإضافة إلى التوصيل الكهربائي، كما وتنتج الاهتزازات المميّزة، من ضمن الأشياء الأخرى. |
Ama dikkat çektiği bir nokta, ne zaman bir seçim yapsanız, diğer şeyleri yapmamayı seçiyorsunuz. Ve bu diğer şeylerin pek çok çekici özelliği olabilir, ve sizin yaptığınızı daha az çekici yapabilir. Üç: beklentilerin yükseltilmesi. | TED | لكنه يوضح نقطة مهمة وهي حينما تختار أن تقوم بشيء ما، فإنك تختار عدم القيام بأشياء أخرى. وتلك الأشياء الأخرى ربما تحمل العديد من المزايا المغرية، وستجعل ماتقوم به في اللحظة أقل تشويقاً. ثالثاً: زيادة التوقعات. |
Ancak yapabileceğimiz başka şeyler de var, örneğin makine bilimi, finans, tıp... | TED | لكن يوجد مجموعة من الأشياء الأخرى التي نستطيع القيام بها، مثل الميكانيكا والمالية والطب، إلى آخره. |
Bunun en büyük nedenleri, su kıtlığı, ekinlerdeki hastalıklar, iklim değişimi ve başka birkaç şey daha. | TED | وهذا غالبا بسبب شُح المياه و أمراض البذور وتغير المناخ وبعض الأشياء الأخرى. |
Evet, çünkü gerçekten istedikleri şey diğer şeylere galip gelir. | Open Subtitles | حسناً , نعم لانهم يريدون أن يقوم بجميع الأشياء الأخرى |
Diğer eşyaları almalarından sonra. | Open Subtitles | بعد أن يأخذوا الأشياء الأخرى |
Yani geçtiğimiz 30 yıl boyunca genelde diğer şeyleri hariç tutarak serotonine odaklandık. | TED | لذلك ركزنا على السيروتونين خلال الـ30 سنة الماضية، غالباً بغرض استبعاد الأشياء الأخرى. |