Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir ama iyi şeyler bir günde olmaz. | TED | أيضا، الأشياء السيئة يمكن أن تحدث سريعا، لكن الأمور الجيدة لاتبنى في يوم. |
Bu günlerde sokaklarda ne kadar kötü şeyler olduğunu bilseniz şaşırırdınız. | Open Subtitles | سوف ستفاجأي كم عدد الأشياء السيئة التى تحدث بالخارج هذه الأيام |
Çok iyi, çünkü Olara'ya bazı kötü şeyler yapmak zorunda kalacaktım. | Open Subtitles | هذا عظيم ، لأنني كنت سأضطر لفعل بعض الأشياء السيئة لأولارا |
İnsan yalnızca kötü şeyleri unutmak ister, ve uydurma iyi şeylere inanır. | Open Subtitles | الرجل فقط يريد أن ينسى الأشياء السيئة و يؤمن فقط بالأشياء الجيدة |
Çok fazla kötü şey gördüm. Ama geleceğimi hiç göremedim. | Open Subtitles | ورأيت الكثير من الأشياء السيئة ولكن لم أرَ المستقبل أبداً |
kötü şeylerin bir gerçekleşme nedeni olabileceğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هـل تـتـساءل عـما إذا كانت الأشياء السيئة تحدث لسبـب مـا؟ |
Bir araya gelince kötü şeyler oluyor, insanlar zarar görüyor. | Open Subtitles | إنه فقط حين نكون معًا، تحدث الأشياء السيئة ويتأذي الناس |
Dedim ki "İkincisi, çocukların başına her gün kötü şeyler geliyor ve siz bu retinaları istememiş olsaydınız şimdi, büyük ihmalle toprağın altında çürüyeceklerdi. | TED | ثانيًا، الأشياء السيئة تحدث للأطفال كل يوم وإذا لم تريدي هذه الشبكية، لكانت على الأرجح مدفونة في الأرض الآن |
-İyilerin başına, her zaman kötü şeyler gelir Andy. Sebepsiz yere. İnan bana. | Open Subtitles | الأشياء السيئة تحدث إلى الناس الطيبين في كل وقت، اندي، وليس لأي سبب من الأسباب. |
kötü şeyler olur ve bu konuda hiçbir şey yapamazsın, doğru mu? | Open Subtitles | انظر يابني, الأشياء السيئة تحدث وأنت لن تستطيع أن تفعل أي شيء صحيح؟ |
- Bütün söylediğim, ikiniz ortalıkta olunca kötü şeyler oluyor. | Open Subtitles | كل ما قلته أن هذه الأشياء السيئة حدثت حولكم |
Panikleyip ellerimi havaya kaldırdığımda kötü şeyler bir anda donar. | Open Subtitles | أضطرب, وأرفع يديّ معاً, وتتجمد الأشياء السيئة |
13. cumada kötü şeyler oluyor çünkü insanlar inanarak kötü olayları yaratıyorlar. | Open Subtitles | أمور أخرى سيئة تحدث في جمعة الــ13 لأن الناس يضعون طاقتهم في تصديق الأشياء السيئة فتحدث لهم |
O zaman iyi insanlara kötü şeyler olmasına neden izin veriyor? | Open Subtitles | لماذا يدع الأشياء السيئة تحدث للناس الطيبين؟ |
Ben, bu yarışmaya katılman durumunda, olabilecek tüm kötü şeyleri hayal ediyorum. | Open Subtitles | أتصور كل الأشياء السيئة وما قد يحدث إذا ما إشتركتى بهذه المسابقة |
İyi ve kötü şeyleri ayırmanın ne kadar zorlayıcı olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | الجزءُ الأصعب بالنسبةِ إليّ هو تمييز الأشياء الحسنة عن الأشياء السيئة |
Şimdi anlıyorum olan tüm kötü şeyleri. | Open Subtitles | الآن أعرف لمَ حدثت كل هذه الأشياء السيئة |
Dışarıda başına çok fazla kötü şey gelebilir. | Open Subtitles | في الخارج هنا الكثير من الأشياء السيئة التي قد تحدث له. |
Seninle tanıştıktan sonra, hayatımdaki tüm kötü şeylerin, gittiğini düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن كل الأشياء السيئة في حياتي انتهت عندما قابلتك |
Bilirsiniz, bir ofisi terkeden birinin yapacağı en kötü şeylerden birisi arka koltuktaki bir sürücü gibi davranması, yeni gelene ne yapacağını söylemesidir. | TED | كما تعرف، أحد الأشياء السيئة عندما تغادر مكتبك هي محاولة أن تصبح في المقعد الخلفي للسائق، وتلقين الشخص الجديد ما عليه القيام به. |
İş hayatında oldukça korkunç şeyler yaşadın değil mi ajan? | Open Subtitles | لقد فعلت بعض الأشياء السيئة اليوم أليس كذلك أيها العميل؟ |
Ve benim kötü şeylere girdiğimi görünce, bana burda yerleri silme işi verdi. | Open Subtitles | وعندما رآني أدخل ببعض الأشياء السيئة أعطاني عمل هنا أكنس الطوابق |
Yine o kötü şeyi mi yapıyordun? | Open Subtitles | هل كنت تفعل تلك الأشياء السيئة مرة آخرى ؟ |