Ayrıca yapımında az su gerektiren yiyecekler yemeyi de düşünebilirsiniz, kabuklu kuru yemişler ve kırmızı et gibi. | TED | كما يمكنك التفكير في تناول الأطعمة التي تحتاج كميات أقل من الماء مثل المكسرات واللحوم الحمراء. |
Sanırım tek iyi yanı var... o da bu durumun insanı yiyecekler ve kimyasallar... hakkında nasıl da bilgi sahibi yaptığı. | Open Subtitles | أعتقدأنالأمرالإيجابيفيالموضوع.. أنكأصبحتتعلمينالكثير.. عن الأطعمة والكيماويات |
Tüm yemekler üst sığınağa ya da Başkanlık eski yemek salonuna götürülecek. | Open Subtitles | جميع الأطعمة موجودة بأعلى القبو أو بمخزن الطعام القديم |
yemeği gör, yemeği ye, iyi hisset, tekrarla. | TED | نرى الأطعمة، نأكل الأطعمة ونشعرُ جيدًا ونكرر. |
Katen, istemiyorsa zorlama. Bırak diğer yemekleri denesin. | Open Subtitles | ياكـــتين لو هو لايرغب فيه فلاتجبريه دعيه يجرب بعض الأطعمة الأخرى |
Bunlar dokuz ülkede üretilen hayvansal gıdaların tahmini miktarları | Open Subtitles | الذي يتركه نمط الغذاء على الصحّة. هذه هي كميّات الأطعمة الحيوانيّة المقدّرة |
İlişki problemleriyle yüzleşmek bazı kadınları kızarmış yiyeceklere döndürür. | Open Subtitles | مواجهة مشاكل العلاقة، بعض النساء تتحول إلى الأطعمة المقلية. |
Bir sürü yiyecekler olacak. | Open Subtitles | لديهم الكثير من الأطعمة هناك لديهم أكياس الذرى, مقانق مقليّة |
Saklama kapları olmadan bu yiyecekler bir gün bile dayanmaz. | Open Subtitles | بدون مواد حافظة هذه الأطعمة لن تصمد ليوم واحد |
Ama ne zaman ki tır şöförlüğüne başladım ve kendimi yağlı yiyecekler dışında herşeyden soyutladım. | Open Subtitles | لكن كما تعلم مواصلة القيادة والبقاء في الخارج لوقت طويل وأكل الأطعمة المشبعة بالدهون |
Doğal yemekler yiyin, çünkü Bay Diş Çürüğü'nü yenmeliyiz. | Open Subtitles | تناول الأطعمة الطبيعية لأننا يجب أن إهزم السيد تسوس الاسنان. |
Peynir, şarap, ekmek, el emeği yemekler. | Open Subtitles | يُقدم فيه الجبن و النبيذ و الخبز و الأطعمة الجاهزة |
İki sebebi var: Birincisi, bozuk yemeği tespit edebilmek. | TED | لسببين: أولاً، ليميز الأطعمة التي تعفنت. |
Şimdi de bana İtalyan yemeği hakkında bildiklerini anlatmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تخبريني كل ما تعرفينه عن الأطعمة الإيطالية |
Tek kelimede söyleyebileceğin yemekleri severim. | Open Subtitles | أحب الأطعمة التي يمكن أن تنطق في مقطع واحد |
Tek bir yol var o da binanın altından gidiyor. Donmuş gıdaların sularının dışa atıldığı kanaldan. | Open Subtitles | يوجد مدخل وحيد أسفل المتجر عبر مدخل الصرف لقسم الأطعمة المجمّدة. |
Ve bilirsin,mavi gözleri ve kızarmış yiyeceklere bir zaafı olsaydı, beni eğlendirebilirdi. | Open Subtitles | وتعرفين ، إذا كانت عيوني زرقاء ، وقللت من الأطعمة المقلية ، سيكون أفضل |
Bana sorarsan önce abur cubur yemeyi bırakman lazım. | Open Subtitles | لو كان الأمر عائداً لي، فيجب أن تتخلص من الأطعمة الدسمة |
Sağlıklı yiyeceklerden söz açılmışken, aç olduğunu ve dengeli bir öğün yemeye karar verdiğini düşünelim. | TED | وبالحديث عن الأطعمة الصحية لنفترض أنك جائع وقررت أن تأكل وجبة معتدلة. |
Çöp kutusundan fast food bile yiyebilirim. | Open Subtitles | وسيكون علي أن آكل الأطعمة السريعة من برميل القمامة |
Çocukların, kırsal kesimin dışında olma ile besin yetiştiriciliği konusunda çok az deneyimleri vardı. | TED | قلما يذهب الأطفال إلى الريف ليعرفوا كيف تُزرع الأطعمة. |
Çok kötü konserve yiyeceği sevmem. | Open Subtitles | سيئ جداً أنا لا أَحْبُّ الأطعمة المعلّبَة. |
Ama her acı yiyeceğin aynı oranda acı olmadığını fark etmiş olabilirsiniz. | TED | ولكنك قد تكون لاحظت أنه ليست كل الأطعمة الحارة حارة بنفس الطريقة. |
Şeker bir molekül sınıfını tanımlamak için kullanılan genel bir terimdir, karbonhidratlarıdır. yiyecek ve içeceklerin çok büyük bir kısmında bulunur. | TED | السكر هو مصطلح عام يستخدم لوصف نوع من الجزيئات تدعى بالكربوهيدرات ومنتشرة في الكثير من الأطعمة والمشروبات. |
JO: Yaptığı şey, yiyecekleri okulun kalbine koymaktı ve böylelikle hem zihni hem de karnı besledi. | TED | جايمي أوليفر: ما فعله هو أنه ركز اهتمام المدرسة على الأطعمة حرصًا منه على تغذية الأجسام والعقول. |
Sonrasında, teknolojik gelişmelerin halk sağlığı önlemleriyle birleşmesi gıda miktarı, kalitesi ve çeşitliliğinin iyileştirilmesi ile sonuçlandı. | TED | ثم أدى التقدم التكنولوجي المقترن مع تدابير الصحة العامة إلى تحسين جودة وكمية الحياة، بالإضافة إلى العديد من الأطعمة. |