Elveda Harabeler! Zaten o kadar da ahım şahım değilsiniz. | Open Subtitles | وداعاً أيتها الأطلال العتيقة ومالجذّاب فيك على كل الأحوال ؟ |
Bu Harabeler çok eski. En azından birkaç asırlık, derim ben, belki daha fazla. | Open Subtitles | هذه الأطلال قديمة للغاية عمرها مئات السنين على أقل تقدير |
Bu harabeleri samimiyetle, inceliyoruz, sanki bu eski canavar bu molozların altında ebediyen ezilmiş yok olmuş gibi. | Open Subtitles | إنّا لَنرى تلك الأطلال فنحسب أنّ العملاق القديم الذي أقام المعسكرات قد هلك فيمن هلك، |
Onlara anlatmalıyız. O harabelere bakma şansımı değerlendirmeden olmaz. | Open Subtitles | يجب أن نخبرهم ليس قبل أن ألقى نظرة على هذه الأطلال |
Şimdi kuyruklu yıldızdan ve uydudan meydana gelen kalıntılar ve buz parçaları karıştılar. | Open Subtitles | اختلطت الأطلال الجديدة من القمر مع الجليد من المذنّب |
Dağların hemen ötesinde bir kanyon var... onun içinde de yıkıntılar var. | Open Subtitles | إذَن كيف سنقضي عليها؟ خلف الجبل هناك وادي وهناك بعض الأطلال به وخلف الوادي يوجد حفرة من الحمم |
Ama şimdilik, tek bulabildiğim harabelerin ayrıntılı resimleri. | Open Subtitles | لكن حتى الآن، كل ماوجدناه صور مُفصلةَ من الأطلال |
Son ziyaret ettiğimiz gezegene gemiler giriş yapamıyor. ve Yıldızgeçidinin etrafındaki Harabeler Wraithlerin yürüyerek gelmesini sağlayacak. | Open Subtitles | الأطلال المحيطة ببوابة النجوم ستجبر الريث على التقدم سيرا على الأقدام |
Lanetli Harabeler. | Open Subtitles | الأطلال الملعونة |
Evet. İşte bu güzel. Lanetli Harabeler. | Open Subtitles | نعم، هذ جيد "الأطلال الملعونة" |
Doğa, bu harabeleri çabucak yutmaya başlayacaktır. | Open Subtitles | الآن، الطبيعة ستتصرّف بسرعة في إبتلاع هذه الأطلال. |
Ares'in baş adamı harabeleri kontrol etmeleri için adam gönderdi. | Open Subtitles | رئيس وزراء " آريس " أرسل رجال ليتفحصوا الأطلال |
Teyla beni eski harabelere götürdü. Yarısı toprağın içine gömülmüştü, ben vermiştim ona. | Open Subtitles | لقد أخذتنى تايلا إلى الأطلال القديمة و قد كانت مدفونة فى الرمال ، أنا أعطيته لها |
Perkins'e arabayı harabelere doğru getirmesini söyle, sonra da bizi takip et. | Open Subtitles | أطلب من " بيركينز " أن يحضر العربة إلى أعلى الأطلال ، ثم اتبعانا |
Ancak disk içindeki tüm kalıntılar gezegenlere dönüşmedi. | Open Subtitles | لكن لم تتحوّل كافة الأطلال في القرص إلى كواكب |
Bu kalıntılar çok eski. | Open Subtitles | هذه الأطلال أثرية |
Şurada bir yerde yıkıntılar var. | Open Subtitles | هناك بعض الأطلال هناك |
Kurbağa, yılan ve kertenkeleler bu harabelerin yegane sahipleri. | Open Subtitles | ...ضفادع وثعابين وسحالي هي المخلوقات التي تعيش في هذه الأطلال... |
Yeraltı suları doğu taraftan gelmeye devam ediyor; enkazı çökertecekler. | Open Subtitles | إذا واصلت المياه الجوفية بالتضخم، فسوف تنهار الأطلال |
Bu viraneyi yeniden inşa etmek için çok adam gerekecek, Lordum. | Open Subtitles | سيتطلب الكثير من الرجال لإعادة بناء هذه الأطلال, سيدى |
Onu Japon viraneye gönder. | Open Subtitles | ارسله الى الأطلال اليابانية |
Buranın tek sakinleri bu kalıntıları evi bilmiş bir avuç Bedevi kabilesiydi. | Open Subtitles | المقيمين فيها مجرد حفنة من البدو الرحل الذين اقامو بيوتهم بين الأطلال. |
Kalıntıların keşfinden sonra galakside üzerinde hayat barındıran başka gezegenler olduğuna inanmamızı sağlayan sebepler vardı ve şimdi kanıtımız var. | Open Subtitles | منذ أن إكتشفنا هذه الأطلال لدينا سبب لكي نعتقد أن هناك كواكب أخرى مسكونة في المجرة و الآن لدينا الدليل |