ويكيبيديا

    "الأفاعي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yılan
        
    • yılanlar
        
    • yılanların
        
    • yılanlı
        
    • yılanlarla
        
    • Keşler
        
    • yılanın
        
    • yılana
        
    • yılanı
        
    • engerek
        
    • yılanları
        
    • Yılandan
        
    • yılandır
        
    • yılanlarına
        
    • yılanlardan
        
    Sağ Deuce Gun. F Şut 60 yılan Gözü. 3 dediğimde. Open Subtitles يمن متعادل مدفع، ضربة أف 60 عيون الأفاعي عند العدة الثالثة
    Sağ Deuce Gun. F Şut 60 yılan Gözü. 3 dediğimde. Open Subtitles يمن متعادل مدفع، ضربة أف 60 عيون الأفاعي عند العدة الثالثة
    Çok şaşırdı çünkü çıngıraklı yılanlar kışın kış uykusuna yatarlar. Open Subtitles خصوصا لأن هذه الأفاعي الجرسية مل إلى السبت في الشتاء.
    Güneş kayaları ısıttıkça yılanlar çalılık ve ağaçlara tırmanmaya başlarlar. Open Subtitles بينما تدفي الشمس بيتهم الصخري الأفاعي تتسلّق إلى الغابات والأشجار
    Eğiticileri yılanların zehirli olduklarını gördüğünde onları oradan uzaklaştıracağını biliyordum. Open Subtitles لقد عرفت أن مدربها سيخرجها من هناك فور رؤية الأفاعي
    Gitmem gerek. Milleti yılanlı cinayeti çözmeye göndermeliyim. Open Subtitles يجب أن أذهب، عليّ إسناد رجال إلى قضيّة جريمة الأفاعي
    Bir yılan yakalamanın tek insani yolu yılan tuzağı kullanmaktır. Open Subtitles إنَّ الطريقة البشرية الوحيدة لإحتجاز الأفعى هي بإستخدام فخ الأفاعي
    Davaya bakan polisleri birkaç yılan ve yangın bombası kullanarak korkutabileceğini mi sandın? Open Subtitles هل تعتقد انك ستخيف الشرطة ليبتعدوا عن هذه القضية ببعض الأفاعي والقنابل الحارقة؟
    Eğitemezsin. Bu yüzden hiç çoban yılanı veya körler için rehber yılan göremezsin. Open Subtitles لا تستطيع، ولهذا لا نرى الأفاعي التي تحمي الخراف أو الأفاعي تُرشد الكفيفين
    Ve neden bilmiyorum ama, yılanlardan bahsettik. yılanlardan ve bir fobi olarak yılan korkusundan bahsettik. TED وتحدثنا عن الأفاعي. لا أدري لماذا تحدثنا عن الأفاعي. لكن تكلمنا عن الأفاعي والخوف من الأفاعي كنوعٍ من الفوبيات
    Anakonda, en büyük yılan, Kapibara en büyük kemirgen. TED والأناكوندا أكبر الأفاعي وخنزير الماء أكبر القوارض.
    Şimdi de yılanlar ortaya çıkmasın diye yılan kutusunun üzerinde oturuyor. Open Subtitles الآن، هي تجلس على صندوق الأفاعي لذا هم لا يحصلون على وحيدين.
    Kurbağalar böcekleri yer; yılanlar kurbağaları yer; kartallar yılanları yer. TED الحشرات تؤكل من طرف الضفادع؛ الضفادع تؤكل من طرف الأفاعي؛ الأفاعي تؤكل من طرف الصقور.
    Çıngıraklı yılanlar ve diğer engerekler, kandaki zehirli bileşenleri bağlayan ve etkisiz hale getiren özel proteinler üretir. TED تُصنّع الأفاعي الجرسية وأنواع أخرى من الأفاعي السامة بروتينات خاصة ترتبط مع المكونات السمية في الدم وتبطل مفعولها.
    yılanlar çok sıcakkanlıdır, özellikle de dişi olanlar. Hepsi birlikte hareket eder.. Open Subtitles الثعابين تتصف بالحنان لاسيما الأفاعي إنهم دائماً ما يتحركون معاً
    Kutsal Topraklar'da on yıl sinekler ve yılanlar tarafından ısırıldık vahşilerce katledildik, bozuk şarapla zehirlendik kadınlar tarafından küçük düşürüldük, ateşler içinde kıvrandık ve bunların hepsini Tanrı'nın haşmeti adına yaptık. Open Subtitles عشرة سنوات في الأرض المقدسة أُصاب بعض الأفاعي والذباب اذبح من قبل الهمج واسمم بالنبيذ السيئ
    Bu yılanların ortaya çıktığı dönemde, ...çevrede devasa büyüklükteki memeliler vardı. Open Subtitles ثم ظهرت، تلك الأفاعي التي ولدت في البيئة، مع الثديات الكبيرة
    yılanlı cinayet kurbanının midesine çizilen işaretin aynısı. Open Subtitles إنّها العلامة عينها التي نُقشت على معدة ضحيّة الأفاعي
    öyle olsun yılanlarla,örümceklerle ve ve et yiyen böceklerle iyi eğlenceler Open Subtitles حسناً ، فلتمضي وقتاً سعيداً مع الأفاعي والعناكب والحشرات أكلة اللحوم
    Keşler şimdiden kabloya yetiştiler. Çok hızlılar! Open Subtitles كما خططنا، الأفاعي المعدنية تتبعنا الآن ولكنها سريعة جداً
    Hayatları boyunca yılanlardan korkmuş bu insanlar artık "Şu yılanın ne kadar güzel olduğuna bak." gibi şeyler söylüyorlardı. TED هؤلاء الأشخاص الذين صاحبهم طيلة حياتهم خوف من الأفاعي أصبحوا يقولون أمور مثل أنظر كم هي رائعة هذه الأفعى
    Bileti alır ve küçük yılana bakarsınız, ama onu eve götürmezsiniz. Open Subtitles تقتنين تذكرة، تنظرين إلى الأفاعي الصغيرة لكن لا تحملينها إلى المنزل
    Çok fazla Belarus yılanı var. Hangisinin olduğunu bilmeye imkân yok. Open Subtitles هناك الكثير من الأفاعي البيلاروسية، من المستحيل أن نعرف من المنشودة.
    Çoğu engerek uzanır ve avı için bekler ama çölde, yiyeceğin kıt olduğu yerde çok uzun mesafeleri kat etmeliler. Open Subtitles تقف معظم الأفاعي ساكنة في انتظار فريستها لكن في الصحراء حيث يندر الطعام لا بد أن تتحرك لمسافات كبيرة
    Şu sürüngen çocuğu da çağırıyorum harika yılanları ve timasahları var. Open Subtitles أجل، سيأتي رجل الزواحف و معه تلك السحالي و الأفاعي الرائعه
    Dünyadali on zehirli Yılandan dokuzu Avustralya"da yaşar. Open Subtitles تسعة من الأفاعي الأكثر سمّا العشرة في العالم يعيش في أستراليا.
    Çin'deki en büyük zehirli yılandır. Open Subtitles هذه أحد أكبر الأفاعي السامة و الأكثر رعبا في الصين
    Büyük balıklardan korkup çatlaklara sığınan balıklar, orada deniz yılanlarına av oluyor. Open Subtitles خوف الفرائس الكبيرِ يجعلها تختبئ في الشقوقِ وهناك الأفاعي يُمْكِنُ أَنْ تَمْسكَها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد