Fakat konu zenginlik olunca ırk sınıf ayrımının kendisinden bile daha güçlü bir öngöstergedir. | TED | لكن عندما يتعلق الأمر بالثروة العرق هو المؤشر الأقوى من الطبقة نفسها. |
Kan için kıvranmandan daha güçlü olan tek şey bu kıza olan aşkın. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأقوى من تعطشك للدماء.. هو حبك لهذه الفتاة لمً لا توقف مشاعرك كاملة؟ |
Bu kıza olan sevgin kana susamışlığından daha güçlü olan tek şey. Kapat şunu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأقوى من نهمكَ للدماء هو حبّكِ لهذه الفتاه، ابطله. |
Yepyeni bir organizma, hayatta kalmak için en güçlü parçalarını seçer. | Open Subtitles | المخلوق الجديد سوف يختار، الجزء الأقوى من كينونته كي يظل حيّاً. |
TSE'de en güçlü performans gösteren biyofarmasötik şirketler değerlemelerinde yüzde 12'lik bir prim görür. | TED | شركات الأدوية الحيوية التي هي الأقوى من حيث الأداء نحو التأثير الاجتماعي الكلي يلاحظون علاوة بقيمة 12% على تقييمها. |
Aşındırıcı kuvvetlerin en güçlüsü sudur. | Open Subtitles | المياه هي الأقوى من بين هذه القوى. |
Dünyayı gezerek üvey annesi, tanrıların kraliçesi Hera'nın emri altındakilerle savaşırdı. | Open Subtitles | طاف الأرض، ليُحارب أتباع زوجة أبيه الشريرة (هيرا)، الملكة الأقوى من بين الآلهة |
Öyleyse, iksirden güçlü tek şey... gerçek aşk mı? | Open Subtitles | أذاً فالشيء الوحيد الأقوى من الحب هو الحُــب الحقيـــقي ؟ |
Bu kıza olan sevgin kana susamışlığından daha güçlü olan tek şey. İnsanlığın seni öldürüyor. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأقوى من نهمكَ للدماء هو حبّكَ لهذه الفتاه، إنسانيّتكَ توهنكَ. |
Bu kıza olan sevgin kana susamışlığından daha güçlü olan tek şey. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأقوى من نهمكَ للدماء، هو حبّكَ لهذه الفتاه |
Bu kıza olan sevgin kana susamışlığından daha güçlü olan tek şey. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأقوى من نهمكَ للدماء، هو حبّكَ لهذه الفتاة |
Bu kıza olan sevgin kana susamışlığından daha güçlü olan tek şey. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأقوى من نهمكَ للدماء هو حبّكَ لتلكَ الفتاة. |
"ama öfkem tüm tereddütlerimden daha güçlü, | Open Subtitles | لكن الأقوى من كل تفكيري هو حنقي |
Paradan daha güçlü olan tek şey bilgidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأقوى من المال هو المعرفة |
Olabileceğin en güçlü kişi olmayı istemenin ne zararı var? | Open Subtitles | ما العيب في الرغبة في أن تكون النسخة الأقوى من شخصيّتك التي يُمكن أن تكونها؟ |
Joker, niye tarottaki en güçlü karttır bilir misiniz? | Open Subtitles | أتعرفون لماذا المهرج هي البطاقه الأقوى من جميع البطاقات ؟ |
TSE'de en güçlü perakende bankalardır. Değerlemelerinde üç puanlık prim görülür ve sonra finansal ürünlere erişim ihtiyacı olan insanlar için net gelir marjında 0,5 puanlık prim görülebilir. | TED | أما البنوك المصرفية التي هي الأقوى من حيث التأثير الاجتماعي الكلي، ترى علاوة بقيمة ثلاث نقاط مئوية على تقييمها، ومن ثم لهؤلاء الذين يقدمون تضمينًا ماليًا مختلفًا للحصول على منتجات مالية لمن يحتاجها، يلاحظون علاوة بقمية 0.5 نقطة مئوية في هامش الدخل الصافي. |
Bunu aracı olarak kullanırsan belki de Hizmetkârlar'ın en güçlüsü olan kılıç kullanan bir Kahraman Ruh çağırabilirsin. | Open Subtitles | فسوف تتمكن من استدعاء روح بطولية تحمل السيف، وقد تكون الأقوى من بين الخدم ( كيريتسوغو ) |
Dünyayı gezerek üvey annesi, tanrıların kraliçesi Hera'nın emri altındakilerle savaşırdı. | Open Subtitles | طاف الأرض، ليُحارب أتباع زوجة أبيه الشريرة (هيرا)، الملكة الأقوى من بين الآلهة |
Panzehir iksirden güçlü tek şeydir. | Open Subtitles | المضاد هو الشيء الأقوى من الترياق. |