Miguel'inde en mutlu günüydü. | Open Subtitles | لميجيل، هو كَانَ أيضاً اليوم الأكثر سعادة في حياتِه. |
"Doğduğun gün hayatımızın en mutlu günüydü." | Open Subtitles | اليوم الذي فيه قد ولدت كان اليوم الأكثر سعادة في حياتنا |
Düğünümün olduğu gün hayatımın en mutlu günüydü. | Open Subtitles | يوم زفافي كان اليوم الأكثر سعادة في حياتي. |
Tomin'in Urrone olmak için seçildiği gün hayatımın en mutlu günüydü. | Open Subtitles | كان اليوم الأكثر سعادة في حياتي عندما تومن إختر لكي يكون أوررون |
25 Nisan 1918, hayatımın en mutlu günüydü. | Open Subtitles | الخامس والعشرون من أبريل 1918 اليوم الأكثر سعادة في حياتي |
Hayatımdaki en mutlu anlardan biriydi. | Open Subtitles | لقد كانت أحد الأوقات الأكثر سعادة في حياتي |
düğününün en mutlu günün.. günümüz olması gerekiyor. | Open Subtitles | يوم زفافك يجب أن يكون اليوم الأكثر سعادة في حياتك,في حياتنا |
Bunda bir sürü yanlış şey var ama evrendeki en mutlu kardeş benimdir. | Open Subtitles | لكن أنا الأخ الأصغر الأكثر سعادة في هذا الكون |
Sen olmaya devam ettiğin ve seni sevmeme izin verdiğin sürece dünyadaki en mutlu adam olacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | وأنا أعدكم ما دمت في المواصلة على كونك نفسك وتدعينني أحبك، سوف أكون الرجل الأكثر سعادة في الحياة. |
Aynı odada kalıyorduk. Hayatımın en mutlu anlarıydı. | Open Subtitles | إشتركنا في غرفة وتلك كانت يوما ماه من الأكثر الأوقات الأكثر سعادة في حياتي |
Hayatımın en mutlu anıydı. | Open Subtitles | هذه كانت اللحظة الأكثر سعادة في حياتي |
Yaşayan en mutlu insanım ben. | Open Subtitles | لأنني, الرجل الأكثر سعادة في الحياة |
Ben dünyanın en mutlu erkeğiyim. | Open Subtitles | أنا الرجل الأكثر سعادة في العالم. |
Ben bu dünyadaki en mutlu adamım. | Open Subtitles | أنا الرجل الأكثر سعادة في العالم. |
Hayatımın en mutlu zamanları. | Open Subtitles | كانوا الأكثر سعادة في كل حياتي. |
Hayatımın en mutlu günüydü. | Open Subtitles | لقد كان اليوم الأكثر سعادة في حياتي. |
- Dünyanin en mutlu insani olacagim. | Open Subtitles | -سأكون الشخص الأكثر سعادة في العالم |
- Bu şimdiye kadar ki en mutlu köpek. Bunu arkadaşım Wendy'den ödünç aldım. | Open Subtitles | إنه الكلب الأكثر سعادة في العالم استعرته من صديقتي (ويندي) |
Russell, yerinde ben olsam kasabanın en mutlu adamı olurdum. | Open Subtitles | روسل )، إذا كُنْتُ أنا أنت، سَأكُونُ الرجل الأكثر سعادة في البلدةِ |
Sıradan bir çift de değiliz! Jackson'a göre, Hollywood'un en mutlu çiftiyiz! | Open Subtitles | طبقاً لـ(جاكسون) ، نحنُ المتواعدان الأكثر سعادة في "هوليود" |